Aşk,Sevgi,Evlilik,İLişkiler,Çocuk

evlilik (1) nasihat (1) sabır (1)

11 Mart 2016 Cuma

YGS 'ye saatler kala...



Heyecan başladı, geri sayım,YGS yarından sonra pazar günü saat 10'da,of kızlar ne heyecanlı sormayın bende heyecandan habire pasta börek yemek yapıyorum kendime oyalanacak vakit geçirecek şeyler arıyorum,  galiba zormuş aslında büyük oğlumda yaşadım ama nedense o zaman herhalde farkında değildim ikizlerde daha bir heyecan oldu kızlar ayrı ayrı okullarda sınava girecekler,kim götürecek plan günler öncesinden yapıldı,pınar kızımı ben bahar kızımı büyük abisi ile yengesi götürecek,sorsan kızlara sakiniz biz diyorlar ama ,bir duruyorlar anneee heyecandan geberiiyoruz diyorlar,sakinleştirmekte bana kalıyor tabii ki, allah emek  veren çocukların emeklerini boşa gidermesin inşallah herkes gönlünde olan yeri kazansın,

Onlar için zor tabii ki ,sınava tabi tutularak hayatlarının sınavı ona göre meslek seçecekler,ona göre kazançları olacak,ona göre eş seçecekler yani yaşam standartları ona göre, yaşamları bu sınava bağlı ...

Her sene değişen sınav  sistemleri zaten kafaları ayrıca karıştırıyor, eğitim yaz boz tahtası gibi oturmayan bir sistem seneye ayrı bir sistem olacakmış ne olacak bu Türkiye'de eğitim sistemi bilmiyorum okullar ayrıca bir sıkıntı eğitim değil ticarethane oldu,özel okula versen de aynı sıkıntı eğitim yetersiz çocuklara özel ders aldırmadan olmuyor,ben hatırlıyorum da biz liseye giderken ne dershane vardı nede özel okul okullarda alınan eğitim tam yeterliydi öğretmenler dahamı öğreticiydi sistem yeterliydi anlamıyorum,ne oldu da eğitim bu hale düştü ve bir türlü sistemi oturtamadılar.

Kızları devlet okulundan aldık bu sene iyi hazırlansınlar diye üniversiteye hazırlık zaten dershane yoktu son anda  karar vererek arkadaşlarının gittiği özel okul tercih ettiler,onu paramızın olduğundan değil ,babalarıyla ortak bir evimiz vardı onu satıp kendi haklarını kullanarak özel okula gittiler gelecekleri için iyi seçim yaptılar elbette ,yoksa devlet okuluna gitseler hiç olmayacak,geçen arkadaşlarını görmeye gitmişler anne herkes dışarıda top oynuyor öğretmenlerde ilgi yok iyi kalmamışız diyorlar ama keşke öyle olmasa öğretmenlerde galiba çocuklar gayret etmeyince çaba gösteremiyorlar okuyacak çocuklar özel kolejlere gitti.yani sistem o kadar kötü okullarda ticarethane diyorum ya anlayın artık.

Bakalım bu sene sorular kolay olacak diyorlar,inşallah bu sene kazanır kızlarda seneye aynı stresi çekmeyiz.Kazanınca başka dert sıkıntılar yani hiç sıkıntı bitmeyecek. Blogumu okuyup da sınava girecek arkadaşların çocuklarına başarılar dilerim.Allah zihin açıklığı versin.



7 Mart 2016 Pazartesi

SÖZDE KADINLAR GÜNÜ....





Evet "8 Mart Dünya Kadınlar Günü"çok güzel bir gün,Dünya Kadınlar Günü, ya Türkiye'deki kadınlar,tamam avrupa'daki kadınlar kutlayabilir,orada yaşayan kadınlarla,Türkiye'de yaşayan kadınlar sizce aynı şartlarda ve değerde mi yaşıyorlar?
Kocaman bir HAYIR...

Avrupa'daki ler kutlasın, oradaki kadınlar, çalışma şartları,hayat standartları, aldıkları maaşlar..Anneler,genç kızlar.sokağa rahatça çıkabiliyorlar ,sokakta taciz, tecavüz, cinayet, şiddet  olayları, ile yaşamları, Türkiye'deki kadar son buluyor mu ?  yaşamlarını bu sebep den dolayı yitiriyorlar mı?yitiriyor  olsa bile sayıları Türkiye'deki kadar değildir.Türkiye'de eşlere verilen değer orada nasıl acaba?  eşlerinden sürekli şiddet görüyorlar mı ? sanmıyorum. Ama Türkiye'de öylemi istatistikleri bilmiyorum ama Medyadan, etrafımızdaki yaşamın içindeki kadınların durumları belli, gün geçmiyor ki kadın cinayetleri, yolda sokakta dayak yiyen, öldürülen kadınlar, tecavüze uğrayıp  bir yerlerde ölüsü bulunan genç kızlar, kadınlar, bu olaylar yaşanırken, elimize verilen bir gülle veya karanfille, kadınlar çiçektir muhabbetiyle, yapılan gösterişler istemiyorum.

Ben kadına değer verilsin istiyorum, Evinde eşi, çocuğu tarafından sayılsın, sadece sevilsin, Sokakta rahatça yüreyebilsin, gece sokağa  korkmadan çıkabilsin istiyorum.Çok şey değil  bir kadın olduğumuzun farkına varılması, değer verilmesi, yaşam şartlarımızın kaliteli olması ve emeğimizin karşılığını alalım tabi ki..istediğimiz.. 

"Cennet Anaların ayağının altındadır" demiş peygamber efendimiz.ayaklar altına alınmasın kadınlarımız, kızlarımız ana olduğunu,kadın olduğunu hissetsin ki sizlerde" kadınlar gününü" kutlayın.Yoksa göstermelik törenlerle işimiz olmaz.


Yaş aldıkça bende her  şeye isyan eden bir kadın oldum.Eskiden böyle şeyler düşünmezdim,Ya aslında eskiden dedim  de,kadınlara böyle davranılmıyordu,Anneye bir saygı, eşe bir hürmet vardı, onlar birbirine "hanım,  bey" diye hitap ederdi.sevgiydi saygıydı bu, ne oldu da böyle oldu, bir saygısızlık, bir kendini bilmezlik, ego patlaması, gençlerde ben bilirim havası, ne oluyor anlamıyorum ki, her şey bir dejenere olmuş, bence her şeyin kaynağı bu....

İnsanlar da bir tahammülsüzlük, saygısızlık, bunlar birike birike düşünceler, davranışa dönüşüyor, toplum olarak dejenerasyona uğradık ve değerlerimiz kayboldu, buda zamanla şiddete, değersizliklere, sapıkça davranışlara dönüştü.Bunlar da ellerinin altında en zayıf varlık olan kadına yöneldi "KADIN" a tabi ki şiddet..Toplumda bir sürü düzen bozukluğu, işsizlik toplumun yarası, boş gezen insanlar sürüsü, buda türlü türlü düşünce bozukluğuna sebep oldu, insanlar hıncını bir takım kötü hislerini kadınlardan almaya başladı,soruyorum hangi ülkede bu kadar "KADIN CİNAYETİ" "KADINA ŞİDDET" var.sanmıyorum Türkiye'deki kadar olsun.

Yapmayın arkadaşlar, kadınlar günü bu gün mü ?söv,döv her türlü kötü muamele yap,sonra çiçek al eline "KADINLAR GÜNÜN KUTLU OLSUN"olmaz, kutlu falan olmaz ,böyle devam ederse olmayacakta.

Rabbim kadını erkeğin kaburga, kemiğinin altından yaratmış sebep korusun,sahip çıksın diye işkence yapılsın diye değil.

Bunları yazıyorum ama bana kızan da olabilir böyle günleri seven de olabilir, belki kendini özel de hisseden olabilir saygı duyarım. Ben sadece, bir kadın olarak, bu kadar kadına şiddet, tecavüz, cinayetler varken kadınlar günü diye karanfil falan dağıtıyorlar ya ona kızıyorum. Duyarsız kalamıyorum elimde değil. Kadınsal bir tepki benim ki..

Yanlışsa PARDON....  


28 Şubat 2016 Pazar

ARTIK AY,ŞUBAT 29 NEYMİŞ BAKALIM



Günaydın, bloglarımı okuyan,bloger dostlarım,çayımı fincanıma doldurdum Laptop'un başına oturdum,hazırım sizle sohbete ,gerçi dışarıda işim çok  bugün izinliyim,ama halletmem gerek bir yığın iş var,onlar ı halledeceğim,saçlarımı boyatacağım,tapu da işim var pazar işim var,anneme uğrayacağım biraz,yoğun anlayacağınız,evet konumuza gelelim,bugün şubatın 29 .u bu dört yılda olan bir durumdur,Yani dört senede bir şubat 29 çekiyor.Tabii ki doğum günü bu gün olanlar, sanırım dört yılda bir kutlayacak ne güzel işte,bu durum oluyor ki kolaya kolay yaş almayacaklar süper :))

Bu şubatta 29 çekmesinde ,geçen şubat 29 hatırladım eşimle, geçirdik bu demek oluyor ki onla ikinci 29 Şubatımız,bu sene kızlar üniversite sınavına girecekler bu milattır bir daha ki şubat 29 da bitirecekler inşallah,ne güzel,ama bu zaman zarfında bizi neler bekler bilmiyorum

Bu 29 Şubat olayını şöyle bir gogle den araştırdım, takvim yılının mevsimlerle ve dünyanın güneş çevresinde dönme süresiyle uyumlu olması için uygulanan ve 4 seneden bir gerçekleşen artık yıllardan birisiymiş,buda 4 sende bir yaşanıyor,önceki 2012 olan artık yıl bu sene 2016 ya denk gelmesiyle 29 çekiyor bir daha 2020 de olacak, 2020 de baya havalı ya allah o günleri göstersin bakalım.

Artık yıl neymiş, Miladi takvimde  365 gün olan yılın ,ama şu dünyanın güneşin, çevresindeki dönme süresinin uyumu, nedeniyle dört yılda bir 365 olan gün sayısı, oluyor 366 gün, aradaki o bir gün işte artmış oluyor, bizde onu 28 olan şubata  ekledik mi Şubat oluyor 29 gün, e buda kolay olmuyor dört yılda bir oluyor ,

Buda oluyor ki bu sene, o seneyi yaşıyoruz artmış olan bir yıl, dilerim bu yıl birikimlerin, kazançların,şanslarla dolu bir yıl olur, adı üstünde, artmış bir yıldayız, bana göre kazanç demek artmak :)) sevgiyle kalın.



AH BE YALAN DÜNYA,ADİL OLMAYAN YANLARIN VAR



Ben bugün bir karar aldım.her şeyi seveceğim beni üzenleri de seveceğim,sevenleri de ,sonuna kadar,onlara inat,
Beni aptal yerine koyanları da,koyduklarını sananları da,
Arkamdan konuşup,dedikodumu yapanları da,
Bu kadın ne şansızmış deyip,sahte sahte üzülenleri de
Bunların hepsini hak etti,düşünceli hareket etseymiş, diyenlere inat,
Tüm olumsuzlara rağmen ayakta kalmaya çalışacağım,
Yenilmeden, matruşka gibi her seferinde, kalkacağım
Her şeye rağmen,hayata dimdik duracağım ve sıkı sıkı tutunacağım.
Benim yaşamak için sebeplerim var, Benim sinsi beklemede duyumlarım var ,her şeye rağmen sustuklarım var.
Sağım solum ebe,deyip bir şey olmamış gibi davranışlarım var,
Hayat bana şakalar yapsa bile,gülüşlerim var,ağlayışlarım var,sessiz sedasız,kimse duymadan,
Yok ettiklerim, yüreğimde,ezilişlerim var ,diklenip kızdıklarım, var herkese karşı sustuklarım,susamamdıklarım var,
Haykırışlarım var,kocaman bağırışlarım,kimsesizliğim ve kalabalıklarım var,hayatta bağlarım.
Ah benim yok oluşlarım,hayata sitemim var,yanlış olmasın isyanım yok,ama içime akan gözyaşlarım ,senden yana yakınışlarım ,bir de yandan senin vurdumduymazlığın, benimse hassasiyetim.

Ah be yalan  dünya, adil olmayan yanların var.
Kimine kepçe ile kimine kaşık kaşık verirsin,kimine bakıtırsın uzaktan, kimine da bal ile kaymaktansın.


SESSİZ BİR ÇIĞLIKTIR, SEVDAM



Bir şarkı dinlesem,hepsi yalnızlık üzerine
Sen geliyorsun, hep aklıma
İşte o zaman diyorum ki,oda beni düşünüyor
Gökyüzüne bakıyorum,senle aynı sema'da
Bir yıldız kayıyor,dilekler senden yana

Ay Işıgın'da denizi seyretmek,seni seyretmekle  aynı
Yakamoz vurur ,o deli aşık gözlerine
Ben o gözlere, vurgun,
Ben o gözlere, aşık,


Bir kuş sesi gelir,uzaklardan,
Ta uzaklardan,bir haber getirir,senden yana
Özlemiş diyor,oda özlemiş
Bekliyor kara günler,ayazda kalmış
Sevdası üşüyor, yalnızlıktan
Güneş bile ısıtmıyor,

Toprağa tohum ekmiş,sevdasını
Filiz vermiş,can vermiş,
Çiçek açmış,meyve vermiş 
Ama bir selam vermemiş

Bağırıyorum,ama duymuyor
Sessiz sessiz ağlıyorum görmüyor
Kör olmuş,sağır olmuş sevdasına

Herkes, duyuyor da nedense o duymuyor.

27 Şubat 2016 Cumartesi

YARIM KALAN ,SEVDALARA, SELAM OLSUN




Her şey zamana gebedir
Doğum bekler,sevdalar 
Dallanır budakların,kök verir
Beklemek vurgun yeridir,kıyamettir

Sabırdır,sevmek,umuttur sevginin her zerresi
Suya vuran dalgalar, gibidir sevgi
Denizin, kumsalla buluşmasıdır,
Arının çiçeğe, kavuşmasıdır
Tutkudur,özlemdir,aşktır

Ben sana dünden ,vurgunum,sevdalıyım
Sen bana,uzak,sen bana tuzaksın
Ulaşılmayacak,kadar sevdalı
Yakın olacak kadar,tuzak
Cevabını bilmediğimiz, bir soru
Belkide bildiğimiz,bir cevap
Sevdadır çekilenler,sessiz sedasız
Yüreğimin en ücra köşesinde,saklısın,

Yarım kalan,eksik ,kalan her yanınla
Ne sen ben ,ne de ben, sen olabildim
Eksik kaldı,yaşanmadan,yaşanacakken
Olmadı,yazılmadık, birbirimize
Yazılmayınca, olmadı işte 
Vuslata kaldı kavuşmak,
Sandıklara gizlendi,sevdamız,

Yaşanmadan,tamamlanmadan
Yazıldı,ama başka yönlere
Sen orada ,ben burada,biçare sessiz
kapanmadan,defter,açık kaldı,
Son sayfası, yazılacak,bekleniyor
Güzel yaz allahım...



26 Şubat 2016 Cuma

AH SABIRSIZ GENÇLER !!



Bu gün telefon yoğunluğu ,yaşadım sabahtan öğlene kadar,sabahtan kızlar okula gitti, kendime şöyle fincana çayımı doldurdum,Laptop'un başına geçtim ki, şöyle bloglarıma bakayım hem belki, bir şeyler yazarım dedim,ama ne mümkün ,telefon çaldı bu kim acaba dedim,büyük oğlan içimden allah, allah hayırdır dedim sesi bir tuhaf geldi annelik hisssi işte ,"anne neredesin ? " evdeyim, annem ne oldu?" "geliyorum ben" bir şey oldu galiba ama ne merakla bekledim geldi.
Geldi pek canı sıkılmış, morali bozuk ne oldu annem,dedim "olmuyor ben boşanacağım " aman allahım eyvah!!, dedim içimden ," neden annem ne oldu ?" "beynim patlayacak dedi, ağrıdan gece uyuyamadım" başladı eşinden şikayet etmeye,dinledim dinledim inanın, incir çekirdeğini doldurmayan olaylar,annem olur evlilikte böyle durumlar ,geçer dedim.Yok olmayacak düzeleceği yok telaşla sakin olmaya çalıştım,Bak oğlum hemen öyle ayrılacağım demekle olmaz, bu işler, konuşmak gerek, orta yol bulmak gerek, birazda eşini överekten, yapıcı bir şekilde, evlilikler hemen bozulmaz sabır gerekir, biraz bekle oda alışır, yoluna girer dedim.ne dedim sorun,ailesine çok fazla ilgi gösteriyormuş devamlı onlarla olmak istiyor ,işten geliyorum evimde dinlenmek istiyorum ama o devamlı oraya gitmek istiyor,sen git diyorum ona da razı gelmiyor,kavga ediyoruz sürekli huzur kalmadı dedi.Anladım dedim annem ben konuşayım gelinle bakalım o  ne diyecek. 

Bu fazla oturamadı, zaten "ben babama, gideceğim" dedi tamam dedim,öptüm uğurladım,hemen gelini aradım ne diyeceğimi bilemedim kelimeleri çok dikkatli, seçmem gerekiyordu onuda kırmak, istemiyorum.beni yanlış anlamasın istiyorum,ortadan ortadan konuşmam, gerekiyor dedim, kendi kendime.Zaten o hemen başladı şikayetlenmeye,onuda dinledim sakince ağladı falan kıyamadım, tabi ki, oğlum, onunla tanıştığında daha 17 yaşındaydı bunlar lise 2 gidiyorlardı,okul bitti üniversite,askerlik,nişan derken 7 yıl sonra bekleyerek evlendiler,uzun bir zaman beklediler,kolay mı? hemen bitmesi.. Elbette kolay değil ,oğlumdan dinlediklerimde derleyerekten,  "bak annecim,artık seninde bir yuvan var,bu yuvan her zaman bizlerden, önce gelmeli,eşin ve sen, bizler aileler, ikinci planda olmalı,kimse kırılmaz merak etme,eşinle çalışıyorsunuz ,bizlere annenlere, gitmeyi, belirli zamanlarda, ziyaret et,evinizde dinlenin  evinizde olmanız bizleri mutlu eder,dedim.aranızdaki sıkıntılarda azalır dedim.Lütfen birbirinize de sevginizi esirgemeyin, küçük şeylere kırılıpta"dedim "önünüzde daha uzun yıllar var ,bak anne baba olacaksınız çocuğunuz olacak .onu büyüteceksiniz ,böyle küçük meseleler yüzünden birbiriniz üzmeyin,yıpratmayın, Birbiriniz dinleyin,üzmeyin bizi de üzmeyin "diyerek nutuk atmadım ama bir anne olarak gerekenleri konuştum.

İşte bunlar, evlilikte iletişim eksikliği yeterince konuşmama,bir birlerini anlamama, yüzünden ,ah!! bu gençler!! aceleciler !!,hemen kapris.ve naz.Fazla konularına girmek istemedim çünkü böyle olaylarda büyükler elbette yol, gösterecek,ama fazla müdahale işleri daha çıkmaza getirebiliyor.Aralarındaki sorunları, kendi yöntemleri ile, yoksa da bulacaklar, bazı şeyleri zamana bırakacaklar,olayları demlenmeye bırakacaklar ki olaylar yolunu bulacak.Bak bize göçmen kuş yok :)) şuan demlenmedeyiz biz,ilişkimizi hayatımızı sessiz sedasız, oğlumun bile haberi yok bu olaylardan, sadece siz biliyorsunuz,:))kızlar bile bilmiyor sınava hazırlanıyorlar kafaları, bulanmasın istiyorum,çünkü. 

Dedim ya, gençler sabırsız, tecrübesiz, hemen fevri davranıyor, hemen sonuca geliyorlar,olmaz asla izin vermem,yapılması gereken,konuşulması gereken konuşulur orta yol vardır her zaman,Evlilikte ufak tefek hatalar kavgalar olur elbette ama bunları hasarsız atlatmak mesele,Eşler birbirlerine sevgilerini her ne olursa olsun sonuna kadar gösterecekler, kadın olsun erkek olsun.,Sabretmek gerekiyor,keşke her şey hemen yoluna girse, de bazı şeyler,baştan oturarak başlasa hiç emek harcamadan, o kolay lokma, kim istemez ama mutluluk öyle kolay mı? hemen,emek harcamadan "armut piş,ağzıma düş" ah keşke annem, olsa, yok öyle bir hayat,emek harcayacaksın,özveride bulunacaksın,fedakarlık, en başta, o zaman bekle huzuru ,mutluluğu..sabır edeceksin ki güzel günlere kavuşacaksın. 

Evlilikler sevgiyle yürür,saygıyla ilerler,mutlulukla devam eder....  

25 Şubat 2016 Perşembe

Göçmen kuştan haber var..


Göçmen kuş gideli,10 gün oluyor neredeyse, suskunluk, gitti gideli ondada bende de ,ikimizden de ses çıkmıyor,ilk hamle kimden olacak bakalım tabii ki benden değil...

Sabah saatin alarmını duydum, ama yataktan çıkamıyorum,canımda istemiyor aslında,kalkmamda gerek kızlara, kahvaltı hazırlamam okula gidecekler,telefonum yatağımın, yanındaki komidinin üstün de duruyor, ikinci alarm da çaldı,elime aldım susturayım dedim o ne birden, irkildim, bir mesaj geldi ,sabah sabah kim acaba ? diye baktım whatsapp' dan yazılmış aşkım 'dan yeşil yazılar açıp açmamakta tereddüt ettim, kalbim çarpıyordu ,kaç gündür ses yoktu, merakta ediyorum, ama gururum engel oluyor "Günaydın " yazmış beni merak etmiş "nasılsın" diyor ,telefonu aldım yorganın üstüne koydum.cevap yazmadım.ama okuduğumu anlamıştır teknoloji, hem iyi hem kötü.

Bir şey yazmadım, kalktım yataktan,içimden bir şey kopmadı desem yalan olur ,aslında kendime bile itiraf edemiyorum,ama evde onun yokluğunu çok hissediyorum..galiba..göçmen kuşumu özledim..::((

Oda özledi galiba..Belki özlemiştir,kızlara hemen hızlı bir şekilde kahvaltılarını, hazırladım,odalarına gittim onları kaldırmak için baktım onlara ne güzel uyuyorlardı, Onlar doğduklarından beri hep aynı yatakta yatıyorlar, büyüdükçe yatakları da büyüdü şuan çift kişilik kocaman bir yatakta, yatıyorlar ,araları girdim sıcacıklardı sarıldım onlara, boynundan koklayarak öptüm, öptüm ben onları hep "Cennet kokulu kızlarım" diye severim onları, onlar benim cennetim,sevgime öpüşlerime dayanamadılar, nazlanarak da olsa kalktılar.Kahvaltılarını yapıp okula gittiler.

Ayrıca kızların bir an önce okula gitmeleri istedim sanırım,Odaya gittim telefonu tekrar aldım.Mesajı tekrar okumak istedim Ne yapayım acaba ? Cevap vereyim mi ? yoksa vermeyeyim mi diye düşünürken,telefon çaldı irkildim birden baktım o arıyordu,bir süre çaldı,kararsız kaldım ama nereye kadar dedim,açtım "Alo" dedim."Cevap yazmadın " dedi.merak ettim dedi sustum."Kızlar gitti mi okula ? "Evet " dedim "nasılsın dedi" kısa kısa kelimeler çıkıyordu ikimizden de  "İyiyim"dedim sanki cevaplarım yüzyıllar ötesinden geliyor gibi uzaktan,ağır ve soğukta " sen nasılsın" dedim sanki benim sormamı bekliyormuş gibi "İyiyim " dedi konuşmalarımız sadece hal hatır sormadan öteye gitmedi."Sonra tekrar ararım seni,bir kaç arkadaşla konuşacağım " dedi ve kapattı.

Kahvaltı masasına oturdum.aslında sesini duymak,bana iyi gelmişti galiba,içimde bilemediğim bir sevinç oldu,hani bir umut doğar insana da, yaşama sevinci gelir ve mutlu olur öyle bir şey..

İşe gittim aslında, hep onu düşündüm.Gidişi koymuştu bana ,gerek yoktu gitmesine,burada da kalabilirdi, her şeyi yoluna girebilirdi.Ama o gitmeyi tercih etti ,ben buna kırıldım,benle konuşmadan,kendi karar vererek aldı biletini ,canımı acıttı ,sanırım ona soğukluğum,bu yüzden bu sabahki konuşmam...

Aradan iki gün geçti,bugün yine aradı mesaj yazmadan,akşam rahatsızlanmış,kalbi ağrımış,sırtına vurmuş bir an gidiyorum sanmış yani kalp krizi geçiriyorum diye düşünmüş".Seni düşündüm" ,o an dedi.Ben dedi "keşke" dedi.sustu.sustu.sustuk.
Birden ben seni "çok özledim " dedi bir çırpıda çıkıverdi ağzından,ben nefesimi tutmuşum ,yutkundum  bir şey diyemedim.bir yandan gururum.bir yandan canımın yanması ne diyeceğimi bilemedim.Bana akşam olanları anlattı heyecanla korkuyla ,elbette üzüldüm ,ona bir şey olsaydı,onu kaybetseydim çok üzülürdüm...

Sonra uzun ve derin bir sessizlik oldu.Ne oldu dedim.ben "geleceğim sanırım",olmayacak böyle" dedi."Sen orada ben burada olmayacak bu şekilde" dedi."Yanlış yaptım düşünmeden hareket ettim,senide üzdüm,beni affet " .

Ben sadece dinliyordum."Bir şey demeyecek misin ?"Ne diyeyim dedim" aslında ona bağırıp çağırabilirdim,ama yapmadım içime söyledim bunları..sustum..

"Gel o zaman " dedim.Sanki onu dememi bekliyormuş gibi nasıl mutlu oldu,gülümsedim,ama o görmedi,ama hissetmiştir."Ben sana git demedim ki " dedim telefonu kapattıktan sonra."kendin gittin"

Biliyorum ,o benim Göçmen Kuşumdu.Gitti geleceğini biliyordum.O yapamaz bensiz,bende onsuz ikimizde biliyoruz bunu.Gider şöyle bir hava değişikliği yapar gelir.

Son zamanlarda çok sıkıldım maddi olarak,onunda fazla üstüne gittim,elinden bir şey gelmeyince ben sakinleşeyim diye gitti.Sanırım beni özlesin diye düşündü. özledim mi ? ÖZLEDİM GÖÇMEN KUŞUM ÖZLEDİM...


.

ikizlerde güzel bir günden,güne..



Kaç gündür internet yoktu yazamıyorum,telefondan da yazılmıyor,illa Laptop dan yazacağım,neyse parasını ödedim açıldı internet:)) Dün izinliydim kızlarımda okula gitmediler.madem öyle o zaman şöyle güzel bir sabah kahvaltısıyla güne başlayalım dedim.Krepler yaptım, masayı donattım,anlayacağınız özel olsun istedim bugün onlar için,her zaman beraber aynı gün evde olmuyoruz onlar okula ben işe gidiyorum çünkü.Keyfiyle uzun uzun sohbetle kahvaltımızı yaptık.kızlarımla beraber masayı topladık ardında evi şöyle  bir topladık üç elden,eskiler ne demiş "kız olsun çamurdan olsun" demişler ne güzel demişler.Her annenin bir kız evladı olmalı bence diye düşündüm.Bu güzel bir duygu ve özel bir andı doğrusu çünkü bir kız, annenin öbür yarısı derler bende ikiz olunca benim tamamım onlar:)) kaymaklı kadayıf tabi ki bendeki durum, yani çok keyifli ,bir ah, ne keyifli bir bilseniz.


Ortalık toplandı şöyle kızlarıma bir keyif kahvesi yaptım,balkonda çok güzel artık,baharın o tatlı ılık esintisi yüzümüze geliyor ,bu bizi dahada rahatlatıyordu.havadaki bahar kokusu hepimizin çok hoşuna gitti,kahveler keyifle içildi kızlar "bu kadar keyif yeter " dediler haklılar iki hafta sonra büyük sınav var.Salonda yemek masasına her zamanki gibi yayıldılar test çözmeye başladılar bile.Onlar masaya oturunca bende bitirmek üzere olduğum kitabımı "Böğürtlen Kışı"onu bitirdim,gerçi az kalmıştı 2.5 günde bitirdim  bir solukta okudum güzel etkileyici bit kitaptı okumayan varsa tavsiye ederim.Evde bir huzur havası vardı çok sevdiğim anlardır bu anlar,salonumuza güneş girmiş, odamızı ısıtmış,salon penceresi azcık aralı, içeriye giren ılık ılık esen rüzgar of işte bu huzur kokusu dedim, kızlarıma bakarak...



Sonra kalktım dışarı çıkıp ödemeleri yapmam gerekiyordu, hava çok güzel olunca, ayağıma en rahat ayakkabılarımı giydim,bu havada yürümeliydim, mutlaka, güzel havayı ciğerlerime çekmeliyim dedim, ve attım kendimi dışarı,herkes dışarıda sanki nasıl kalabalık ortalık, parklar dolu banklarda insanlar parklarda çiçekler, çok güzel dizayn edilmiş belediye çalışmış yani güzel peyzaj olmuş ,boş bulunan bir banka oturdum fıskiyeler'in şırıltısını dinleyerek biraz vakit geçirdim, etrafa bakınarak,aslında işim olmayacak o güzel parkta öylesine oturacaksın saatlerce, ama kalkmak zorundaydım,işimi bitirip akşama kızları sinemaya götürmeyi planlıyordum, demedim onlara ama, sürpriz olsun istedim.



İşimi bitirip, doğru eve gittim, baktım kızlar hala çalışıyorlar,Beni görünce pek sevindiler, dedim ki hayırdır "Annem, dediler çok acıktık biz " hım anlaşıldı beni görünce sevinme, sebepleri dedim, güldüm, kendi kendime,hemen dolaba yöneldim, hızlı bir şekilde yemek hazırladım, bende açıkmışım.


Yemeğimiz yedik karnımız bir güzel doydu "Şöyle güzel bir çay olsa da içsek dedi." Bahar kızım, hadi bakalım ona da tamam dedim bugün, anneliğimin hakkını tam vermeliydim :)) bir göz kırptım Bahar'a ,bizimki pek mutlu oldu.Çay demlendi içildi oh mis.

Kızlara hadi bakalım hazırlanalım, nereye dediler "sinemaya "sıkıldık uzun zamandır "Osman Pazarlama"  bizi bekler ,aman ne sevindiler koşarak odalarına gittiler hazırlanmaya,bende odama.

Hazırlık,araba,sinema geldik bile, oturduk sinemanın oturaklarına baktım, kızlar pek mutlu ,keyifli isabetli bir karar vermişim dedim içimden.ışıklar kapandı başladı film aman ne eğlendik güldük deşarj olduk, kızlarla uzun zamandır program yapmamıştık, iyi geldi bize, güzel bir gün oldu.Sabahtan akşama kadar keyifli oldu.

Allah nasip edipte üniversite'ye giderlerse onlara güzel anılar,biriktirmek istiyorum,çünkü gittiler mi okumaya diyorlar ki unut artık onları, uzun zaman okul sürecek, hele birde okudukları şehirde çalışırlarsa ,of neyse şimdi bunları düşünüp üzülmek istemiyorum.

Bir süredir aklımı hep bir düşünce aldı.kızlarım kazanınca,başka bir şehirde,,ben onları nasıl yalnız bırakacağım, bu düşünce beni sardı,orada başka, bir başka şehirde,nasıl alışacaklar,kimler çıkacak karşılarına,haberleri dinledikçe yüreğim ağzıma geliyor ,üzüntü doluyor içim tedirgin oluyorum düşündükçe.

Hatırlıyorum biz küçükken sokaklarda rahatça oynardık,hatta gece bile,mahallede erkek çocuklarla beraber,ne ailelerimiz korkardı nede biz, aklımıza kötülük falan gelmezdi,hiç bir zamanda kötülük görmedik.Ne oldu toplum böyle, oldu bilemiyorum ,ahlak bozuldu,bu sapıkça durumlar ne olacak bu ülkenin hali bilmiyorum, bunları düşündükçe aklımı oynatacağım,gittikleri yerde ya başlarına bir şey gelirse, diye düşünmekten, televizyonda çıkan cinayet,tecavüz olayları izledikçe kötü oluyorum.bakalım ne olacak.

Kızlarla ilgili bir olay anımsadım,bunlar 3.4 yaşlarında falanlar babasıyla, parka götürmüştük,şehirde bulunan büyük bir parktı bu mahalle parkı değil,park baya kalabalık çocuğunu alan gelmiş, yani biz gibi, bunlar salıncağa, kay kaya biniyorlar babasına dedim bir ara gel, dedim gözden kaybolalım, bakalım bizi göremeyince, ne yapacaklar, oda tamam dedi.Biz biraz uzaklaştık ,bakınca onlar bizi göremezler,ama biz onları görüyoruz.Bunlar oynuyorlardı bir süre sonra anladılar, galiba bizim olmadığımızı, etrafa bakınmaya başladılar,bakıyorlar biz yokuz yan yana geldiler bunlar el ele tutuştular, nasıl tedirgin bakıyorlar, yüzlerini bir görseydiniz ağladı ağlayacaklar, ellerini hiç ayırmadan orada ortada öylece kaldılar bizde hemen çıktık, baktık çok korkacaklar, sadece acaba ne yapacaklar, diye  ama, hemen el ele tutuştular, destek oldular birbirlerine ,bizi görünce nasıl sarıldılar, sıkıca hemde.15 yıl oldu bu olay ama hiç unutmadığım hafızamın, köşesinde hep taze kalan bir andır o an,şimdi düşünüyorum da, onları nasıl başka bir şehirde bırakacağım,yapayalnız kalacaklar ,Allah'a duam onların ellerini birbirinden, ayırmasın tıpkı o parktaki gibi,elbette onların ayaklarının üstünde duracak, ama ben artık onlar için güvenli bulmuyorum,korkuyorum sadece anne olarak,bu kadar kötülük varken etrafta, elbette korkuyorum benim gibi bu durumda olan tüm annelerin korktuğuna eminim.Artık sürekli gidip gelip ilgilenip kontrol edeceğiz artık birde  "Allahım  ikiside aynı şehirde kazansınlar inşallah,"en büyük duam bu...

Güzel bir günden nereye geldim.Ama yapacak bir şey yok annelik böyle bir şey daldan dala atlamaktır ...

21 Şubat 2016 Pazar

Yaşamıma dair kararlar




Hayatımla ilgili bazı kararlar aldım,artık kendimi fazla üzmeyeceğim kimse için (Çocuklarım hariç) olmadık olaylara girmeyeceğim,uzak duracağım,özellikle beni ilgilendirmeyen olaylara,tarafsız ve uzaktan bakacağım.Kendimi biraz daha fazla düşünüp, değer vereceğim, kendi isteklerimi ön planda tutacağım bencil desinler duymayacağım bile.Kimsenin beni maddi manevi kullanmasına izin vermeyeceğim, yeri geldi mi hayır demesini,yok demesini öğreneceğim.yavaş yavaş öğreniyorum merak etmeyin.

Kendime daha çok zaman ayıracağım,beni seven  ve düşünen dostlarımla değerli zamanımı ayıracağım fazla kimse istemiyorum hayatımda,sürekli sorun anlatan, dert anlatan ,dert yanan insan istemiyorum,ben anlatınca derman olmuyorlar çünkü..

Evlatlarımı hep ön planda tutacağım,onlar için yapabileceğim her şeyin sonuna kadar yapacağım.Çünkü insanın ailesi her zaman yanında olanda zor anında bir tek onlar oluyor tecrübe ile öğrenilmiştir.

Bedenimi daha fazla yormayacağım,ev işlerini canımın isteği zaman istediği kadar yapacağım,Benim evime gelen bana gelsin evimin temizliğine pisliğine değil,bir yerime bir şey oldu mu  bakan kimse olmuyor çünkü herkes uzaktan bakıyor.

Görmek istediğim yerler var,oraları fırsatım olduğunda gezeceğim bana değerli anılar olsun istiyorum yaşamımda torunlarıma anlatacağım.

Paramı çarçur etmeyeceğim benim için en kıymetlilerime harcayacağım evlatlarıma sevdiklerime küçük hediyelere para kolay kazanılmıyor çünkü.

Her anımı mutlu olmak için çabalayacağım,umutsuzluklar ve zaman kaybı istemiyorum hayatımda artık.Yaşamımı gözden geçiriyorum ,artık fırsatım var şu sıralar.Beni üzen,mutsuz eden ne varsa arkamda bırakacağım,gerekirse yaşamıma yeniden yön çizeceğim ama bu sefer daha mantıklı bir kararla,artık yaşım 48 oldu,ne genç neden yaşlıyım,ne kadar ömrüm var bilmiyorum,ama her anım değerli artık,değer verdiklerime harcayacağım zamanımı.

Evimi harcamalarımı,düzene sokacağım,önümde ikiz kızlarımın üniversite hayatları var onlara para gerekli,onlara iyi bir istikbal sağlamam gerekli ki ayaklarının  üstünde dursunlar benim gibi,hayatta hep dik duracaklar anneleri gibi.

İşte bu yüzden hayatımızda temizlik zamanı iyi düşünüp iyi kararlar alma zamanı zaman geçiyor ömür bitiyor..

Hayatımızın iyiki leri ve keşkeleri



İnsan hayatı boyunca seçimlerini yaşamıştır hep öyle değil mi?Kader! diye söylenip dururuz ya aslında kaderin bir suçu yok tamamem bize ait seçimimizdir.Elbette kader ve tesadüfler vardır hayatımızda inkar etmiyorum, ama Allah insana akıl da vermiştir mantıklı düşünüp kararlar versin diye,Tesadüfler olabilir onlara lafım yok,çünkü tesadüfleri kimse ayarlayamaz,onlar  o kadar saliselik olaylardır ki buna kimse anlayamaz bile,derler ya bir insanla çıkmaz sokakta karşılaşamazsın ama, o kalabalıkta gelir seni bulur derler.işte bu tamamen tesadüftür.


Dedim ya seçimler düşünmeden, acele bir şekilde yapılır, işte bunlar insan hayatını tamamen etkileyen bir durumdur,hayatı karartır ,yaşanmaz hale bile getirebilir, ama çok da güzel yapabilir kısmet artık ne denk gelirse.bunları önceden bilemeyiz ancak yaşayarak anlarız.Bazen bu seçimler esnasında insanın gözü kör kulağı sağı oluyor, hiç uyarı içeri girmiyor algı kapanıyor tüm duyular kapalı oluyor, mantık dışarı duygularla hareket ediliyor.Aslında  olmuyor mantıklı düşünse.zamana yaysa bazı şeyleri hata yapmaz insan,olmuyor işte yaşanacak şeyler oldu mu her şey engel oluyor insana kendisi bile.

İşte bu düşünmeden verilen kararlar, insanın keşkelerini oluşturuyor hayatının.keşke tanışmasaydım,keşke karşılaşmasaydım,keşke evlenmeseydim.bunlar keşke, keşke.. diye uzayarak gidiyor işte, pişmanlıkla beraber, dönüşü olmuyor tabi ki yaşanıyor hepsi, gerçi tecrübede oluyor insana bu keşkeler.İşte bu keşkeler birikip küme küme yığılarak mutsuzlukları oluşturuyor.

Benimde keşkelerim vardır hayatımda,Keşke Üniversiteyi okusaydım, ama çalışmak zorundaydım.Keşke evlenmek için acele etmeseydim ,ama bu keşkenin içinde iyi ki dediğim tek güzel şey evlatlarım iyi ki doğurmuşum onları ,özellikle  üçüncü hamileliğim olmasına karşın iyi ki ikiz kızlarımı doğurmuşum, onlar hayatımın anlamı,yaşam merkezim , yaşama sebeplerim,sevinçlerim,umutlarım her şeyim onlar, oğullarımı da seviyorum ama kızlar başla onlar her daim korunmalı sahip çıkılmalı..

Mesela, keşkelerimin içinde keşke emekli olmasaydım daha çalışsaydım diyorum,çabuk verilmiş bir karar oldu.o zaman olması gerekendi belki,  başka alternatifler bulunurdu o zaman şuan az bir maaşla çalışıyor olmazdım.Ama çok şükür diyeyim Allah'a isyan olmasın.

İnsan evliliklerinde de çabuk karar vermemeli doğru zaman doğru insan olduğu zaman evlenmeli,ikinci evliliğimde acele verilmiş bir karar oldu,keşke daha mantığım la karar verseydim ve doğru insanla olsaydı.Şimdi mutsuz muyum değilim ama kayıplarımı düşünüce keşke mantıklı olsaydım diyorum.


Evlilik kadın ve erkek için dünya evine girmek de derler,hayatı birleştirmek de , ama bu eskiler derler ya davul bile dengi dengine denginle olmadımı,annemin tabiriyle yerine düşmedin mi yaşam mutsuzluk,huzursuzluk,bazende hayatın zehir olması da denir.



Evlilik nedir ? Yol arkadaşlığı ,hayatın paylaşımı,sevgi,anlayış,şevkat,merhamet,hayat ortaklığı,uyumdur bana göre evlilik, aslında çok güzel bir kurumdur evlilik ama dediğim gibi denge varsa güzeldir..



Evlikte çiftler birbirinden neler bekler? neler olmalıdır ?

1.Evlendiğin kişiyle aranda fazla yaş farkı olmayacak çünkü illaki düşünce farkı oluyor ,genç olan canlı cıvıl cıvıl yaşını almış olan yaşamış doymuş oluyor arada işte sana uyumsuzluk yaşlar yakın olacak aynı canlılıkta olunca paylaşımlarda uyumlu olur diye düşünüyorum.
2.Evlendiğin kişi ile kültürleriniz aynı olacak, yani aynı coğrafyanın insanı olacaksın,çünkü adetler farklı oluyor,o zaman herkes kendine uydurmaya çalışıyor kimse uyamıyor tabi ki o zaman anlaşmazlık çıkıyor.
3.Mutlaka ortak bir noktanız ,yani aynı anda keyif aldığınız ve hoşlandığınız şeyler olmalı ki yaşam keyifli olmalı.Yoksa da beraber bir şeyler öğrenip keşfedebiliriz.
4.Kıymet bilinip,değer verilirse mesela en basit örnek,eşlerden biri yemek mi yaptı,evde ev işinde yardımda mı bulundu o yapılan yardım fark edilip övgüler iltifatlar da bulunulursa bak sonucu ne güzel olur deneyinde görün erkekler..
5.Vicdanlı olunmalı,eşini düşünüp onu iyi anlayıp algılarsa üzerindeki yükü de almalı, bu kadın veya erkek diye düşünmüyorum, erkek zorlanıyorsa kadında çalışmalı ki eşini yükünü alsın, hayat müşterek değil mi zaten ,erkek de çocuk bakımında kadına yardımcı olabilir birlikte büyütmeli çocuğu bu konuda kadına destek şart.
6.Saygı diyorum evlilikte en önemli olgu.eşler birbirine,kişiliğine saygı duyacak ki uzun ömürlü ilişkiler olsun ,saygı olmadı mı zaten sevgide kendiliğinden gidiyor,sonuç tabi ki hüsran ..
Tabi ki bu kadar değil evlilikte olması gerekenler, ben evlilik uzmanı değilim ama sadece tecrübelerim veya olmasını düşündüklerim bunlar,paylaşıyorum eksik ve yanlışlarım olabilir ama sonuçta iki evliliğim oldu en azından olması gerekenleri öğrendim tecrübeyle faydalı olur inşallah.

Ne diyordum aslında ne kadar basit şeyler,eşler bir birine saygı duyacak.kıymet bilecek,vicdanlı olacak,sevgisini esirgemeyecek gösterecek,birlikte güzel vakit geçirmesini öğrenecekler ve birbirlerine ayrı ayrı ortak alanda bırakacaklar ,ama en başta maddiyat çalışacak, mutlaka gelirleride olacak yoksa o zaman geçim sıkıntısı olur, o zaten apayrı bir durum.geçim sıkıntısı yoksa bu söylediklerimi uyguladılar mı mutlu olmamak için sebep yok,ama bunlardan biri eksik olunca ilişkiler domino taşı gibi teker teker gidiyor ve bitiyor.

İşte bu yüzden iyi kararlar verilmeli duygulardan çok,mantıkla karar vereceksin, keşke dememek için yoksa bir ömür boşa gidiyor kayıp bir hayat oluyor.Boşanmalar oluyor sonunda.

Artık ne çok boşanmalar var,kimse evliliği sürdüremiyor uzun soluklu evlilikler kalmadı artık,parmakla gösterilecek kadar az,neden acaba insanlar tahammülsüz mü oldular birbirlerine özen yok,itina yok,saygı yok,tutarsızlık almış başını gidiyor.bazı şeylerinde çivisi çıkmış derler ya sanırım o yüzden.

Ben neden iki evlilik yaptım o zaman diyeceksiniz.İlk evliliğim 18 yıl sürdü uzun bir yıl aslında hep özveri ,hep fedakarlık yapan ben yoruldum o yazdığım maddelerde yoktu sonuç ayrılış oldu.Oysa ben kolay mutlu olan, küçük şeylerden mutlu olan bir kadınım ,sevgiyle yoğrulurdum ama olmadı kısmet o kadarmış, kültürümüz coğrafyamız uymadı,adetlerimiz,yetiştirilme tarzımız farklıydı o hoyrat bense narindim olmadı işte..İkinci evliliğim nasıl diyeceksiniz aslında oda acele verilmiş bir karar oldu ama nasipmiş oldu ,yazdığım o maddeler tamam bunda da, işsizlik sıkıntı yani maddi sıkıntı şuanda o başka bir şehirde iş arama ve çalışma umudunda dedim ya, her şey denk değil birini tuttursam öbürü tutmuyor, dört dörtlük olmuyor tabi  ki yaşam, ama en azından üç dörtlük olabilirdi.neyse dedim ya doğru ve mantıklı düşünmek gerek her zaman sonunda üzülmemek için,işte evliliklerde iyi düşüp karar vermek gerekiyor benimde hayatımdaki acele kararlarım ve keşkelerim var , ama, iyi ki evlatlarım var Allah'ımın bana verdiği en değerlilerim ve lütfu bana.

hayatınızda keşkeleriniz az,iyi ki lerinizin çok olduğu bir yaşam diliyorum ..sevgiyle kalın..

17 Şubat 2016 Çarşamba

GÖÇMEN KUŞUM

Sustum,artık kelimeleri boşa harcamanın anlamı yok,çünkü anlamsız kalıyor,durup bekleme zamanı,nadasa koydum bizi bakalım hasat olacak yada,bütün bin bir emekle, yapılan herşey boşa gidecek.Çünkü emekler verildi,zaman harcandı,sevgi verildi,verilebilecek her şey verildi bu ilişkiye...

Her şeyi zamana bıraktık bakalım,zaman bize adil davranacak mı? davranmazsa ne olacak ? yeniden sil baştan ,yoruldum ruhum yoruldu bu yeniden başlamalar dan sen göçmen kuş misali ,bense serçe, hep bir göç zamanısın sen,  sıcak ülkelere göç ederken,ben dayanıksız, narin,ürkek bir serçe'yim  hep yuvamda olayım isterim,korkarım başka başka yerlere, şehirlere gitmekten yaşayamam ben demiştim, sana oysa başta,sen beni dinlemedin galiba ,nasılsa ikna ederim diye düşündün.yanlış düşündün "canımın içi" yanlış düşündün.

Sen şimdi git, göç zamanın dır senin,benimse bekleme.Sen şimdi gittin ya yerin boş,pijamaların kalmış,terliğinin teki ters dönmüş  derler ya bir yolcuk var böyle durumda,terliğin bile işaret etti gideceğini.

Sen gittin ya ev boş,odalar boş her yer sensizlik kokuyor.kokun kalmış yastıkta,ne zaman yıkarım bilmem,belkide  kokun giderse benden, yok olursa ya da ,sen ne zaman gidersen benden o zaman ..

Nerde bu düzen,neden hep böyle yaşıyorum,yalnız kalıyorum,sonu hüsran sevdalar,sonu hüsran emekler,neden her şey elimden uçup gidiyor,savruluyor,nerde hata yapıyorum,benmi yanlışım sevdiklerimmi yanlış bilemedim.Oysa ne güzel başlıyor,inanıyorsun her şey güzel olacak,kalbin yerinde çıkacak gibi oluyorsun,hep onu görmek istiyorsun...kavuşuyorsun...hep görüyorsun yanında ,seviyorsun.seviyorsun..sonra mı ? o gidiyor!

Gitme bile diyemiyorsun ona,gidecek yol almış artık,bavullar hazırlanmış,biletler alınmış,şaka sanıyorsun,vakit yaklaşıyor hatta sen bırakırmısın? diyor,bırakıyorsun otobüse biniyor el sallıyorsun
vedalara mı ? belli değil ..

Sabah arıyor ben geldim diyor,bende tamam diyorum kelimeler tıkanıyor boğazımda,ne denir bilmiyorum sadece "Hayırlısı olsun" diyorum.olsun diyor..

Hayırlısı olsun, ne ucu açık bir temennidir sonuçta ne düşünürsen düşün,çabala sonuçta olan o, değil mi ?. senin için yazılan,hayırlısı hakkımızda.Ha birde telefonda dedim ki ona beni yokluğuna alıştırma,beni habersiz bırakma,yokluğuna alıştıracak kadar yalnız bırakma, sonra alışırım yalnızlığa...anlamıştır.anladı zaten..güldü oda huyumu bilir alıştım mı yalnızlığa sadece kendimi isterim,çok seviyorum sensiz yapamam dese de istememm..

Şimdi serçe yüreğim,üzgün,kırgın,beklemekte,zamana bıraktı ruhunu,nadasa bıraktı,dinlenmeceler de şuan.Aslında kırıldı ama söylemedi,en korktuğu duygudur, kırgınlık,kızgınlığı geçer de kırgınlığına ne diyecek bilmiyorum.

Ah göçmen kuşum,yüreği yaralı kuşum.yuvasında yalnız kaldı.Ah göçmen kuş,kanadı kırık serçen seni beklemekte bilesin... 



Yazan.Semiha Yücel

16 Şubat 2016 Salı

mutluluğa davet



Ben gidiyorum mutluluğa,sizde gelin,
Bakıyorum çiçeklere,
Boynunu bükmüş papatya'ya
Sende gel diyorum.
Renk renk laleler,Sizde gelin
Güller,menekşeler,şebboylar,
Tüm mis kokan kokan çiçekler
Sizde gelin koşun
Gökteki kuşlar,kelebekler,arılar
Gelin gelin sizde gelin
Baharın habercisi bütün canlılar

Bizim kervanımıza sizde katılın
Ben mutluluk ülkesine gidiyorum
Terörün olmadığı,barışın olduğu
Kadınların,kızların öldürülmediği
Açlık,fakirliğin olmadığı yerlere
Çocukların ölmediği,yetim kalmadığı
Şehitlerin olmadığı ...
Mutsuz insanların olmadığı
İnsanların birbirini,sevdiği
Yardımlaştığı,insanların insanca davrandığı,
Bir mutlu ülke arıyorum
Ne kadar güzellik varsa orada yeniden
Sıfırdan bir başlangıç istiyorum
Mutlululuk ülkesine gitmek istiyorum...


13 Şubat 2016 Cumartesi

Ah bir sitem bir sitem

Bugün herşey üstüme, üstüme geliyor herkes de bir sitem  sormayın gitsin.Annem sitem ediyor, aramıyorsun diye,oğlum sitem ediyor aramıyorsun diye,kızlar ayrı sitem,eşim ayrı sitem yani herkes  ayrı kafada ben kime sitem edeyim bilmiyorum.Gideyim dağlara,taşlara sitem edeyim nasılsa onlar dayanıklıdır.

Kendimi öyle yorgun  hissediyorum ki,öyle böyle değil ,ne yediğimin tadı var,ne de yaşantımın hep bir telaş beni yoruyor.Yaşamdan öğütler veren ben, ne oldu diyorum,kış depresyonu oldum galiba, bir isteksizlik bir keyifsizlik bilmiyorum kızlar huysuz LYS hazırlanıyorlar onlar asabi,havalar bozuk bir depresif haller herkesde.

Annesin ,eşsin herkes senden bir şeyler bekliyor,Çalışıyorum yoruluyorum,gönlüm yorgun ,bedenim yorgun bir tuhaf haller anlayacağınız.

Sabah kalktım allahtan işyerine tek tip kıyafet giyiyoruz ,siyahlar tamda ruh halime uygun,bir ruj, bir kalem allık  , saçlarımı da arkadan at kuyruğu yaptım ,valla topuklu ayakkabı ile uğraşamam dedim bot tarzı ayakkabımı giydim haydi işe .

Nedense ortalık sessiz insanlar evinde tabi havada yağmur var,puslu hava, oh evde olup yatmak ne güzel olurdu diye geçirdim içimden ,kızlarda okuldaydı....puf kızım topla kendini iştesin şuan hatta  bu satırları yazarken bile.


Kızlarda pek huysuzlar bu aralar şu sınavlar bitsede normale dönse çocuklar hayat da normale tabi,ne stresler artık birbirlerine çatıyorlar aman ne kibar kavga ediyorlar sormayın,çok şükür saç başa falan kavga etmiyorlar :)) 

İkizlerim güzel kızlarım, allahım inşallah güzel yerleri kazanırlar okursunuz,emek veren tüm çocuklar kazansınlar.

Neyse yazarken açıldım galiba iyi geldi ,bu sıralar bana en iyi gelen şey yazmak galiba saçmada olabilir ama  aklıma ne geliyorsa yazıyorum umarım okuyorsunuzdur beğeniyormusun bilmiyorum tabiki beğeni az :(( yorum yok :(( şaka şaka neyse sevgiyle kalın..

12 Şubat 2016 Cuma

sevgililer gününe dair bir kaç dokunuş

Yarın sevgililer günü bana çok anlamsız ve tamamen ticari amaçla, çıkartılmış tüketim sevk eden günlerden biri,  bana göre, üstelik ülkemizde bu kadar kadın cinayetleri, terör ve şehitlerimiz varken sevgililer günü kutlamak kadar saçma bir şey olamaz diyorum.Şehit olanların,öldürülen kadınların sevgilisi seveni yok muydu acaba ?sevmediler mi sevilmediler mi ? onlar bence biraz duyarlı olmak gerekiyor böyle günlerde düşünecek daha başka şeylerimiz olmalı umarım yanlış düşünmüyorum dur.?

Üstelik insanın sevgisini göstermesi için bir güne ihtiyacı yok her daim gösterilmesi gereken bir hisdir Sevgi.öyle bir güne sığdırılamaz, oldu sen kadını söv döv olmadık işkenceler yap, sonrada sevgililer günü yok arkadaş yok öyle bir durum olmaz olamazda,olmamalıda.

Kadına sevgini, alacağın ne bir kırmızı gül ,ne tek taş yüzük mutlu eder, gerçi bazılarını edebilir şimdi yanlış bir şeyde demeyeyim.Kendi adıma konuşayım bana hiç bir şey almasın sadece sevgi versin ilgi bana yeter ilişkilerde en önemli olan bu değilmidir ? tabi ki budur.Kadın zaten çiçektir çiçeğe ,çiçek almaya ne gerek var, sen kokla sarıl bak, ne güzel açar renk renk .tut ellerinden okşa sarıl bak tek taştan daha kıymetlidir, o  sarılışlar ,dokunuşlar .Evet erkekler kadınlarınızı sevin sarmalayın değer verin ilgi gösterin bu onlara vereceğiniz en değerli hediyelerden daha kıymetlidir.

Yaptığı yemeğe övgüler yağdırın,ona iltifatlar edin bakın bakalım sonucuna, kadın doğurandır üretendir,çoğaltan dır bir verin bin eder, onlara kıymet verin sadece bir gün değil ona ara ara bile yapsanız yeter.

Sadece biz kadınlar beklemiyoruz tabiki erkekler içinde geçerli her şey karşılıklı ama kadın kırılgandır ,çabuk incinir biraz daha özen gerektiriyor, yapacak bir şey yok yaratılışımız böyle rabbim kadınları böyle yaratmış .

Onun için kadınlara sevginizi bir güne değil, bir ömre yayın ki onlarda size sevgisiniz sunsun.sevgiyle kalın...Sevginin günü olmaz..


UMUDUNU KESME, FARKINDA YAŞA HAYATI



kesmemeli yaşamdan hep bir sebep vardır yaşamak için.Bulmalı insan yaratmalı bir sebep tutunmalı mutlaka bir dala, birine de tutunmamalı kendi başına .değil midir ? ki kişi zaten sonuçta tek başınadır .

Birine tutunursun bağlanırsın, çok seversin onun için yapmadığın fedakarlık yoktur canını istese verirsin ama eninde sonunda oda biter, yoktur sonu hangi ilişkilerde mutlu son vardır hep bir ömür boyu diye dileklerde bulunulur ama olmaz ömür boyu bir yerde biter farkına bile varmazsın ne olur nasıl,neden ,sebep yok bir bakmışsın bitmiş elinden gelen bir şeyde olmaz.

Hep ortada tutacaksın ilişkileri, başarabiliyorsan ben onsuz yapamam ,yaşayamam demeyeceksin yaşayacaksın,Çok fedakarlık yapmayacaksın, hep ortada tutacaksın dengeleyeceksin ilişkiyi, çok sevince hep yalnız kalıyorsun çünkü mutlaka biri, hep daha az seviyor çok seven daha çok üzülüyor nedense bu sanki kural gibi.

Ben hep çok sevmişimdir mesela ,çok severim çok fedakarlık yaparım her anlamda maddi manevi aklınıza ne gelirse çok seviyorum ,  ölüyorum ya onun için gözüm kör olur resmen her an onu düşünürüm beklerim oda beni düşünsün ararım ,oda arasın nasıl düşerim üstüne sormayın gitsin bir bakıyorum ,hep ben hep ben, sonra ne oluyor falan , gözüm kör kulağım sağır tarzında bir şey oluyor sonra bakıyorum bir sessizlik ne bu sessizlik, diyorum, ben ne kadar yakın  o kadar uzak, birden ne oluyor diyorsun bir iki araştırma o,atı alan Üsküdar'ı geçmiş yani sonuçta yine yalnızlık.

Ayakları üzerinde durmalı insan tek başına yaşamayı da öğrenmeli ,başarmalı dedim ya sonuçta insan yalnız doğuyor yalnız ölüyor .Umudunu kesmemeli ertesi günü uyanmak için sebep bulmalı hayatı sevmeli çünkü umudunu kesersen yaşamda biter, hayattan kopar ,ot misali bir yaşama dönüşür.

Ne yapmalıyız hayata tutunuyoruz,Dostlarımıza tutunuyoruz.Bizi sevenlere tutunuyoruz,değer verenlere.Farkına vararak yaşıyoruz, gözü kapalı olarak değil, her şeyin her kezin farkına ,sonuç olarak mutsuz olmazsın hemde beklentisiz yaşarsın.








16 Ocak 2016 Cumartesi

Özledim.

Özlemek neydi,bilir misin, sen sevdiğim,
Özlemek aşkın,en derin hali,
Sevginin sızlanışı,kalbe mıh gibi saplanışı sevdanın
Özlemek kokusunu,bakışını,gözleriyle sevmesini

En çok da bana bakışını,sevdiğim

Kıymetlim,deyişini özledim
Suyu özleyen toprak gibi

Annesini özleyen, bebek gibi özledim seni

Kışın açan çiçek gibi
Yazda yağan yağmur gibi
Özledim seni,

Uzandığın koltuk,yattığın yastık

Bastığın  yer,su içtiğin bardak,
Odalarda gölgeni özledim bitanem
Çok özledim gel artık..,

Yazan.Semiha YÜCEL

Ben En çok Seni Sevdim

Ben en çok bendeki seni sevdim,en saf, en masum haliyle,
Aşkın en duru en  yalın, haliydi sendeki ben,
Bende sevdim.en savunmasız zamanda
Çalıverdin kalbimi.en derin köşelerini.

Kurtulamadım,kaçamadım,yakalandım

Sardın, sarmaladın ,yüreğimi,
Ben en çok o yürekteki sancıları sevdim.
Yüreğimdeki yangınlarımı sevdim,


Ben en çok seni sevdim.Gözlerindeki sevdayı

Ellerindeki sıkı sıkı tutuşlarını sevdim
En çok sahip çıkışını sevdim.

Ben en çok gözlerini rengini sevdim

Derin yeşil ormanlar gibi ,
Sarp kayalar kadar sağlam aşkını sevdim
Yakamozda parlayan gözlerini,
Ayışığındaki beyaz tenini sevdim


Ben sendeki sevmeleri sevdim

Ah be sevdam senin bendeki
kayboluşlarını sevdim
Ben seni çok sevdim....
BEN EN ÇOK SENİ SEVDİM..



Yazan.Semiha YÜCEL


4 Ocak 2016 Pazartesi

HOŞ GELDİN BEBEĞİM

Kadın kaç gündür huzursuzdu bir şeyler oluyordu ama ne olduğunu bilemiyordu bu daha önce yine de kendine söyleyemediği  bir durumdu ,yaşamıştı  bu  hissi , üzerinde bir halsizlik bir isteksizlik uykusuzluk var gibi, değil gibi, iştahı da yoktu bu günlerde hele sabahları o içini bayılması gibi bir durum içi bulanıyordu yastıkla bütünleşmişti ,eşinin hadi geç kalacaksın işe demesiyle bir an kendine geldi eşi soruyordu ne oluyor sana diye oda bilmiyorum kendimi tuhaf hissediyorum dedi bugün izin al doktora gidelim böyle olmaz dedi .
Yine içinden umut ederek...

Eşine tamam dedi ama sanki ne olduğunu biliyordu, ama umut etmek istemiyordu, acaba dedi olabilir mi? tekrar hamile kalabilir miydi? ilk  bebeğini düşürdüğü günlerden yıllar geçmişti ve çok zorlu günler geçirmişti, tekrar anne olamam diye düşünüyordu acaba dedi, tekrar umut etmek istemedi eşine de bir şey demedi ama ,aslında regl olması gerekiyordu olmamıştı geçikmişti ama arada geçikmeleride oluyordu arada, umut edip hayal kırıklığı yaşamak istemiyordu yeniden.

Anne olmayı çok istiyordu adete içi yanıyordu, bir evlat sahibi olmak düşüncesi onu hayata ,yaşama bağlıyordu ..

Eşinin telefonu ile  irkildi bir an, izin aldım, sen aldın mı? doktora gidecektik unutmadın değil mi? canım . Kadın biraz tedirgin bir halde, unutmadım canım geliyorum ben, doktorun muayenehanesinde buluşalım ,dedi.

Arabasının kontağını çalıştırdı kadın, ya tekrar olmazsa ,bu seferde olmazsa diye düşündü ,ya eşi acaba oda hayal edip, umut etmiştir şimdi, oda  baba olmak için deli oluyordu kardeşimin yeni doğan oğlunu nasılda kucağına alıp seviyordu ,tabi hakkıydı baba olmak evleneli beş yıl olmuşu bir şey demiyordu ama biliyordum için için bekliyordu baba olmak için .....

Kadın bunları düşünürken ne kadar yol gitti, trafik ışıkları ,nasıl bir hızla ne ara geldi doktorun oraya anlayamadı ,eşi oradaydı ondan Önce gelmişti. Doktorun muayenesinde biraz oturduktan sonra onları içeriye almıştı ,daha önceden doktoru tanıdıkları için biraz sohbetten sonra kadının şikayetlerini dinledi kan tahlili yaptıralım dedi, daha öncede yapıldığı için, artık nasıl bir yol izleyeceklerini biliyorlardı .doktor telefonu açıp hemşireyi çağırdı, hastasının kanını almasını istedi hemşire  ile birlikte çıktılar odadan .

Laboratuvara vardıklarında, hemşire kadının kolunu uzatmasını istedi kadın bir umutla uzattı kollarını Allahım bu sefer olur inşallah,hamile kalmışımdır  diyerek ,dua etti ve uzattı kolunu gözlerini kapadı, canı acımıştı ama olsun dedi ,dayandı işi bitince hemşireye ne zaman belli olur dedi heyecanla oysa biliyordu kaç kere yaşamıştı bu olayı hemşire gülümseyerek bir saate belli olur dedi.

Kadın içinden  dualar ederek eşinin yanına gitti, eşinin yanına oturdu, eşinin koluna ellerini tutarak eşinin kollarına başını koydu eşi ona sarılarak alnından öptü, merak etme üzülme Allah ne zaman nasip ederse, o zaman anne baba olacağız dedi kadın onu sözünü destekler gibi başını salladı..

Saate baktılar, bir an, az bir zaman kalmıştı heyecandan kadının boğazı kurumuştu, yutkundu yutkundu tam o sırada hemşire elinde bir zarfla doktorun odasına girdi bir an eşiyle göz göze geldiler birbirlerinin ellerini tuttular, heyecanla.

Biraz sonra Sekreter doktorun odasına çağırdığını söyledi, ikisi de bir anda ayağa kalkıp doktorun odasına girdiler, doktor zarfı açmış elinde tutuyordu ve kadın bir an doktorun yüzündeki hafif gülümsemeyi fark etti bir an acaba dedi, kalbi çarpmıştı..Karı koca susmuşlardı doktorun ağzından dökülecek sözü bekliyorlardı .

Doktor gülümseyerek gözünüz aydın dedi, bir  an kadın kocasının elini sıktı yoksa hamile miyim ? doktor, evet dedi. Karı Koca birbirlerine sarıldılar uzun zamandır bekledikleri bu haber onları birbirlerine daha kenetlendirdi evet hayalleri gerçek oldu anne olacaktı, baba olacaklardı umutları gelecekleriydi ,bu çocuk hayata, yaşama sıkıca sarılmalarıydı, varoluşları aile olmaları soy larıydı dünyaya kendilerine benzeyen bir varlık, sevgilerinin umutları hayalleriydi bu bebek ..

Doktordan ayrıldıktan sonra , eşine ailelerimize haber verelim uzun zamandır bu haberi bekliyorlardı dedi ,sen seninkilere ben anneme söyleyeyim dedi adam.Kadın  hemen annesini aradı annesi telefonun ucunda sevinç çığlıkları atıyordu sanırım babası da yanındaydı, onunda, dede olacağım dede diye mutluluk sesleri geliyordu, ne kadar çok beklenmişti bu bebek ailenin tek kızıydı ama kendine söz verdi tek çocuk yapmayacaktı, çocuğumun kardeşi olacak dedi ama çok istemesine rağmen evlendikten sonra bir bebekleri düşmüştü evleneli beş yıl oldu ama bu bebekten sonra hemen ikinci doğuracağım dedi.Neler düşünüyorum dedi, daha birinci olmadı hemen ikinci diye düşündü bir an gülümsedi kadın.

Eve gidince aynanın karşısına geçti karnına dokundu , şimdi burada bir can var bebeğim diyerek karnını okşayarak tekrar sevdi, onu her gün sevecekti onu, okşayacaktı bebeğim benim annem, canım yavrum dedi Allahım sana şükürler olsun dedi, bana anneliği yaşatacaktı.Ama bir anda içini bir korku saplantı ya bebeğime bir şey olursa önceki gibi dedi, yok yok bunları düşünmemeliydi bu sefer çok dinlenecekti doktorun dediklerini yapacaktı bu sefer aynı hataları yapmayacaktı.Belki işi bırakacaktı bebeğini doğurup ona bakıp büyütecekti,maddi olarak sıkıntıları yoktu bebeği büyüyünce tekrar başlardı işe onun için bebek sahibi olmak, anne olmak işten daha önemliydi.

Eşiyle konuştu zaten eşi dünden razıydı daha önceki hamileliğinde demişti ama, karısı dinlememişti onu ,bu sefer kendisi karar vermişti, işe ara vermeyi, çok mutlu oldu .

Erkek karısına çok itina gösteriyordu, evden çıkarken bir sürü tembihler ediyordu,kendini yorma, onu yapma, şunu yapma, bak annem gelecek sana yardım eder diyerek, çıkıyordu işe her gün mütemadiyen.

Aradan bir kaç ay geçti, ikiside, heyecandan ölüyorlardı ,bebeklerini ilk defa ultrasonda  göreceklerdi neye benziyor nasıldı , ne kadar büyümüştür diye düşündüler.Erkek eve gelip eşini aldı eşi arabaya binerken baktı ona karnı biraz belirginleşmeye mi? başlamıştı evet evet karnı biraz büyümüştü, heyecanla arabayı sürdü adam, kolay mı baba olacaktı herkese her yere haykırmak istiyordu..

Sekreterin çağırmasıyla kendilerine geldiler, doktor kadına yan tarafta bulunan sedyeye yatırdı karnın açtırdı karnı azcık çıkmıştı, kadının karnına soğuk bir jel dökmüştü içi ürperdi bir an,elinde aletle karnında gezdiriyordu, anlayamadı yan monitöre bakarken, adam kadının elini tutuyordu ,bakın dedi doktor, işte burada , karnımda içimde bir can minicikti fasulye gibi küçücüktü doktor elini bir şeyleri açtı kalp atışlarını dinlemek ister misiniz? dedi bir anda Kadınla adam aynı anda evet dedi, sesini açtı Allahım nasıl bir kalp atışı ,nasıl hızlı atıyor kalbi bebeğim diye düşündü kadın, gözlerinden yaşlar dökülüyordu ki bir an yanağına bir damla yaş aktı ama onunki değildi bu yukarıdan damladı yanağına baktı, eşinin gözyaşıydı bu ikisini gözyaşları, birbirine karışmıştı o an ,anladı kocası çok iyi bir baba olacaktı ,o sevdiği adam ona bir evlat vermenin gururunu da yaşadı kadın.

Doktorun bir an cinsiyetini öğrenmek ister misiniz ? diyence irkildiler,bebeğin cinsiyetini dedi doktor tekrar,  kadın ve erkek birbirine baktı aynı anda fark etmez dediler.İlk bebekleri idi Allah ne verirse dediler ama içlerini de merakla gıcıklanmadı değil ama, istemediler süpriz olsun istediler ve öylede oldu.

Zaman baya geçti aylar ayları sürükledi kadın evde dinlenerek geçiriyordu annesi, kayınvalidesi ona bir iş yaptırmıyorlardı tabi ki ,biri babaanne biri annanne olacaklardı ilk defa ,herkes heyecanla bekliyordu miniği bir yandan hazırlıklar da sürüyordu bebek için tabi ki her iki tarafta birbirleriyle yarışır derecesiyle..

Doğuma sayılı günler kaldı artık, hani akşam sabah tabiri tam yerinde olur, kontroller devam ediyor dikkat edildi, hazırlıklar bitti,bebeğin odası da hazırdı artık doğum çantasını bile annesi hazırlamıştı bütün zıbınlar, battaniyeler ,bebek tulumları, bezleri, biberonları akla gelecek her şey hazırdı artık bebeğim bekliyoruz seni demişti kadın..

Sabaha karşı kadın kasıklarında bir ağrı ile uyandı, ne oluyordu,  kasılıyordu ,beli korkunç ağrıyordu eşini uyandırdı, adam nasıl sıçradı yataktan, heyecanla geliyor mu?geliyor mu? bebek diye aynı şeyleri tekrarlıyordu...
   Kadın bilmiyorum ama ağrılarım var dedi, annemi uyandır istersen canım, dedi bu ağrılar çok değişik , kadın tuvalete gitmek istiyorum deyince, eşi karısının elini tuttu yataktan kaldırdı kadın ayağa kalktı ne oluyordu böyle, ayaklarına doğru akan neydi?,
 Altıma mı kaçırıyorum yoksa , eşi ne oldu dedi, bilmiyorum altıma kaçıyorum galiba , ama tutamıyorum sıcak sıcak akıyor , tutamıyorum ,adam korkmuştu , kayın validesini kaldırdı, kadın gözlerini ovalayarak geldi kızına baktı, 
 Anladı tecrübeli kadın doğum başlamıştı, suyun gelmiş kızım  dedi soğukkanlı bir şekilde onları korkutmadan,,damat hemen arabayı hazırla bebek geliyor dedi, adam heyecandan nasıl hazırlandı, nasıl bir hızla arabayı evin apartmanın kapısına getirmişti anımsamıyordu bile ,kadını annesi hemen hazırladı bebek çantasını unutma anne o acısının arasında kadın ,annesi korkma kızım merak etme  her şey iyi olacak ,diyerek kızına cesaret vermeye çalıştı kadın korkmuyordu, heyecanlıydı ,bebeğini kucağına alacağın anın heyecanı vardı sadece, gerçi korkuyordu canı acıyordu..

Hastaneye vardıklarında eşi hemen içeriye koştu, yanında hemşireler  beraber birkaç kişi ve sedye ile geldi kadını sedyeye yatırdılar bir eli annesini, bir eli eşinin tutuyordu ikisi de  bir şeyler söylüyorlardı ama sanki onları duymuyordu, kadının,başı dönüyordu , elinden bırakmışlardı elleri boştu artık yalnızdı, hemşireler doktorlar bir anda doğumhanede doğum masasına aldılar kadını, canı daha çok yanmaya başladı ne oluyordu, ne kadar çok canı yanıyordu, bir yandan doktorların gayreti hemşirelerin yardımı ile canından canı koptu , nasıl bir duyguydu o tarifi anlatılmazdı bir anda doktor geliyor biraz daha gayret edin,  bize yardımcı olun lütfen bebek geliyor ,son bir nefes dedi kadın bütün gücü ile tekrar ıkındı ıkındı ve kendini tuttu içinden bir şey tamamen boşalmıştı nefesini verdi artık halsiz kalmıştı gözleri kapattı ya bayılacaktı ya uyuyacaktı bir anda bir ağlama sesi duydu gözlerini  açtı kocaman yüreği çarptı, bir an bebeğim dedi .

Doktor geçmiş olsun, bakın çok sağlıklı bir erkek bebek dedi ,kadın ağlıyordu ,gözlerinden yaşlar süzülüyordu, yanaklarına oradan boynuna, elleri ile sildi gözyaşlarını bir an ,önce bebeğini görmek ,kucağına almak, kokusunu duymak istiyordu.

Doktor biraz bekleyin onu size hazırlıyoruz dedi, kadın biraz başını kaldırdı hemşireler bebeğini yıkamışlardı galiba, annesinin bebeği için, elleri ile hazırladı kıyafetleri gördü, bebeğinin tam yüzünü göremedi ama, giydiriyorlardı tekrar uzandı ,yorulmuştu artık,bedeni kolay mıydı koca bir dokuz ay ve oysa, doktor ona sezeryan doğum, yapabilirsiniz  isterseniz demişti, ama o normal doğumu istedi doktor tamam, sıkıntı görülmüyor ,şimdilik olabilirsin demişti çünkü o bu anları anı anına yaşamak istiyordu...
 Bunları düşünürken bir an hemşire geldi kucağında bebeği ile ona yüzünü gösterdi yüreği sığmadı bedenine bir an yerinden fırlayıp, hemşirenin kucağindan, kendi kucağına almak istedi bebeğini ama ne gücü ne bedeninin yorgunluğu buna izin vermedi..

Bebeği ile ilk yüzüne bakarken onun ne kadar güzel masum ve savunmasız hali vardı küçücüktü elleri yüzü burnu ne kadar güzeldi,  gözlerini kırpıyordu dünyaya ilk gözlerle bakıyordu o kadar güzeldi, ilk bakışta aşk bu olsa anne ile bebeğin aşkı bu ,bunu anne olan bilir ancak.


Anne olmuştu içinden ılık ılık bir şeyler akıyordu ,çoşuyordu sığmıyordu bedeni, ne çok beklemişti bebeğini , hemşireye bebeğini yaklaştırması istedi bebeğini koklamak istiyordu yanaklarını yanağına koydu nasıl yumuşacıktı kokladı ,oğlunu, nasıl güzel bir koku, cennetin kokusu bu olsa gerek dedi hemşire dinlenmeniz gerekiyor , bebeği bebek odasına götüreceğiz dedi.Kadın tamam dediğini hatırlamıyordu sanırım içi geçmişti ,

Uyandığında odaya geçirmişlerdi odada annesi eşi kayınvalidesi babası herkes vardı gözleri açınca herkesi gördü bir anda çok mutluydu, herkes de bayram havası vardı hastane odasında, eşi nasılda mutlu gururluydu oğlum oldu diye, ne olursa olsun diyordu ama ,sanırım erkek bebek istiyormuş bütün erkek babaları gibi ,karısına yaklaştı alnından öptü teşekkür ederim dedi, kadın mutlulukla baktı eşinin gözüne, mutluydu anne olmuştu .

.Kadın tekrar gözlerini kapadı uykuya daldı, gözlerini açtığında oda ne,bebeği odasındaydı annesi bak bu açıkmış sanırım, annesini istiyor gel ona meme verelim,dedi kadın doğrulmak istedi ama canı acıyordu ama olsun, bebeğini emzirecekti canı acısa bile ,uygun bir pozisyon buldular ,bebeği ne kadarda masumdu , kucağına aldı açıkmıştı küçük adam ağzı ile yanağına dokununca yanağını emmeye çalışıyordu,annannesi hadi bakalım emme zamanı, kadın gögsünü açtı bebeğini emzirecek ama nasıl olacaktı,..
 Annesi gelip bak kızım memenin ucunu ,bebeğin ağzına tam tutturacaksın dedi annesinin dediğin yaptı, oğlu memesini kavrayıp nasılda somuruyordu kadın içinden bir    şeylerin bambaşka bir şeylere dönüştü, evet bebeğiyle ilk teması onla ilk tanışması o an, anneliğin ne kadar kutsal ne kadar özel bir durum, olduğunu anladı annesini , anladı, annem dedi, anne kız göz geze geldiler annesi anlamıştı ne olduğunu,kızı anne olmuştu,oda anneliğin ne olduğu öğrendi çok mutluydu,  anne uyudu bu dedi, tamam kızım dedi aldı kucağına beşiğine yatırdı kadın...

Genç kadın bir kaç güne toparlandı ve evine gitmek istiyordu artık, doktor çıkabilirsiniz dedi, eşi onu bebeği almaya geldi bebeğini ,kucağına  aldı genç adam ,, çok mutluydu oğlum benim diye seviyordu baba, babası ve  oğlunu seyreden kadın çok mutluydu...Eve geldiklerinde bebeğini odasına götürüp, yatağına yatırdılar nasıl masum uyuyordu hoş geldin  oğlum ,hoş geldin bebeğim  evimize dünyamıza..

Erkek bir kaç gündür kıvranıyordu, kadın eşine sordu ne oldu canım ,erkek karısına bebeğin adını ne koyacağız dedi ,kadın  evet adını düşünmedik biz bunu, 
Adam canım benim bir fikrim var ama, kadın atıldı hemen anladı kocasının düşüncesini canım babanın adını koyalım dedi, zaten uygun olanda bu , adamın babası o küçükken ölmüştü, eşinin bunu istemesi o kadar mutlu etmişti genç adam karısına sıkıca sarıldı canım benim teşekkür ederim, eşinin de tabiki canım, elbette bende çok isterim rahmetli babanı adını koymak..

 Oğlunu kucağına aldı ,Ahmet dedi babamın adı ,oğlumun adı adam gururla oğlunu bağrına bastı oda dedesi gibi mert olacak, güzel yürekli olacak ,dedi kadın yerinden kalktı eşine oğluna sarıldı sevgi yumağı olmuşlardı yarınlar onları bekliyordu oğulları ile beraber uzun bir yol vardı umutları yarınları olan evlatlarını büyüteceklerdi ...sevgiyle.umutla...güzel yarınlara...

Yazan:Semiha YÜCEL