Aşk,Sevgi,Evlilik,İLişkiler,Çocuk

evlilik (1) nasihat (1) sabır (1)

28 Şubat 2016 Pazar

ARTIK AY,ŞUBAT 29 NEYMİŞ BAKALIM



Günaydın, bloglarımı okuyan,bloger dostlarım,çayımı fincanıma doldurdum Laptop'un başına oturdum,hazırım sizle sohbete ,gerçi dışarıda işim çok  bugün izinliyim,ama halletmem gerek bir yığın iş var,onlar ı halledeceğim,saçlarımı boyatacağım,tapu da işim var pazar işim var,anneme uğrayacağım biraz,yoğun anlayacağınız,evet konumuza gelelim,bugün şubatın 29 .u bu dört yılda olan bir durumdur,Yani dört senede bir şubat 29 çekiyor.Tabii ki doğum günü bu gün olanlar, sanırım dört yılda bir kutlayacak ne güzel işte,bu durum oluyor ki kolaya kolay yaş almayacaklar süper :))

Bu şubatta 29 çekmesinde ,geçen şubat 29 hatırladım eşimle, geçirdik bu demek oluyor ki onla ikinci 29 Şubatımız,bu sene kızlar üniversite sınavına girecekler bu milattır bir daha ki şubat 29 da bitirecekler inşallah,ne güzel,ama bu zaman zarfında bizi neler bekler bilmiyorum

Bu 29 Şubat olayını şöyle bir gogle den araştırdım, takvim yılının mevsimlerle ve dünyanın güneş çevresinde dönme süresiyle uyumlu olması için uygulanan ve 4 seneden bir gerçekleşen artık yıllardan birisiymiş,buda 4 sende bir yaşanıyor,önceki 2012 olan artık yıl bu sene 2016 ya denk gelmesiyle 29 çekiyor bir daha 2020 de olacak, 2020 de baya havalı ya allah o günleri göstersin bakalım.

Artık yıl neymiş, Miladi takvimde  365 gün olan yılın ,ama şu dünyanın güneşin, çevresindeki dönme süresinin uyumu, nedeniyle dört yılda bir 365 olan gün sayısı, oluyor 366 gün, aradaki o bir gün işte artmış oluyor, bizde onu 28 olan şubata  ekledik mi Şubat oluyor 29 gün, e buda kolay olmuyor dört yılda bir oluyor ,

Buda oluyor ki bu sene, o seneyi yaşıyoruz artmış olan bir yıl, dilerim bu yıl birikimlerin, kazançların,şanslarla dolu bir yıl olur, adı üstünde, artmış bir yıldayız, bana göre kazanç demek artmak :)) sevgiyle kalın.



AH BE YALAN DÜNYA,ADİL OLMAYAN YANLARIN VAR



Ben bugün bir karar aldım.her şeyi seveceğim beni üzenleri de seveceğim,sevenleri de ,sonuna kadar,onlara inat,
Beni aptal yerine koyanları da,koyduklarını sananları da,
Arkamdan konuşup,dedikodumu yapanları da,
Bu kadın ne şansızmış deyip,sahte sahte üzülenleri de
Bunların hepsini hak etti,düşünceli hareket etseymiş, diyenlere inat,
Tüm olumsuzlara rağmen ayakta kalmaya çalışacağım,
Yenilmeden, matruşka gibi her seferinde, kalkacağım
Her şeye rağmen,hayata dimdik duracağım ve sıkı sıkı tutunacağım.
Benim yaşamak için sebeplerim var, Benim sinsi beklemede duyumlarım var ,her şeye rağmen sustuklarım var.
Sağım solum ebe,deyip bir şey olmamış gibi davranışlarım var,
Hayat bana şakalar yapsa bile,gülüşlerim var,ağlayışlarım var,sessiz sedasız,kimse duymadan,
Yok ettiklerim, yüreğimde,ezilişlerim var ,diklenip kızdıklarım, var herkese karşı sustuklarım,susamamdıklarım var,
Haykırışlarım var,kocaman bağırışlarım,kimsesizliğim ve kalabalıklarım var,hayatta bağlarım.
Ah benim yok oluşlarım,hayata sitemim var,yanlış olmasın isyanım yok,ama içime akan gözyaşlarım ,senden yana yakınışlarım ,bir de yandan senin vurdumduymazlığın, benimse hassasiyetim.

Ah be yalan  dünya, adil olmayan yanların var.
Kimine kepçe ile kimine kaşık kaşık verirsin,kimine bakıtırsın uzaktan, kimine da bal ile kaymaktansın.


SESSİZ BİR ÇIĞLIKTIR, SEVDAM



Bir şarkı dinlesem,hepsi yalnızlık üzerine
Sen geliyorsun, hep aklıma
İşte o zaman diyorum ki,oda beni düşünüyor
Gökyüzüne bakıyorum,senle aynı sema'da
Bir yıldız kayıyor,dilekler senden yana

Ay Işıgın'da denizi seyretmek,seni seyretmekle  aynı
Yakamoz vurur ,o deli aşık gözlerine
Ben o gözlere, vurgun,
Ben o gözlere, aşık,


Bir kuş sesi gelir,uzaklardan,
Ta uzaklardan,bir haber getirir,senden yana
Özlemiş diyor,oda özlemiş
Bekliyor kara günler,ayazda kalmış
Sevdası üşüyor, yalnızlıktan
Güneş bile ısıtmıyor,

Toprağa tohum ekmiş,sevdasını
Filiz vermiş,can vermiş,
Çiçek açmış,meyve vermiş 
Ama bir selam vermemiş

Bağırıyorum,ama duymuyor
Sessiz sessiz ağlıyorum görmüyor
Kör olmuş,sağır olmuş sevdasına

Herkes, duyuyor da nedense o duymuyor.

27 Şubat 2016 Cumartesi

YARIM KALAN ,SEVDALARA, SELAM OLSUN




Her şey zamana gebedir
Doğum bekler,sevdalar 
Dallanır budakların,kök verir
Beklemek vurgun yeridir,kıyamettir

Sabırdır,sevmek,umuttur sevginin her zerresi
Suya vuran dalgalar, gibidir sevgi
Denizin, kumsalla buluşmasıdır,
Arının çiçeğe, kavuşmasıdır
Tutkudur,özlemdir,aşktır

Ben sana dünden ,vurgunum,sevdalıyım
Sen bana,uzak,sen bana tuzaksın
Ulaşılmayacak,kadar sevdalı
Yakın olacak kadar,tuzak
Cevabını bilmediğimiz, bir soru
Belkide bildiğimiz,bir cevap
Sevdadır çekilenler,sessiz sedasız
Yüreğimin en ücra köşesinde,saklısın,

Yarım kalan,eksik ,kalan her yanınla
Ne sen ben ,ne de ben, sen olabildim
Eksik kaldı,yaşanmadan,yaşanacakken
Olmadı,yazılmadık, birbirimize
Yazılmayınca, olmadı işte 
Vuslata kaldı kavuşmak,
Sandıklara gizlendi,sevdamız,

Yaşanmadan,tamamlanmadan
Yazıldı,ama başka yönlere
Sen orada ,ben burada,biçare sessiz
kapanmadan,defter,açık kaldı,
Son sayfası, yazılacak,bekleniyor
Güzel yaz allahım...



26 Şubat 2016 Cuma

AH SABIRSIZ GENÇLER !!



Bu gün telefon yoğunluğu ,yaşadım sabahtan öğlene kadar,sabahtan kızlar okula gitti, kendime şöyle fincana çayımı doldurdum,Laptop'un başına geçtim ki, şöyle bloglarıma bakayım hem belki, bir şeyler yazarım dedim,ama ne mümkün ,telefon çaldı bu kim acaba dedim,büyük oğlan içimden allah, allah hayırdır dedim sesi bir tuhaf geldi annelik hisssi işte ,"anne neredesin ? " evdeyim, annem ne oldu?" "geliyorum ben" bir şey oldu galiba ama ne merakla bekledim geldi.
Geldi pek canı sıkılmış, morali bozuk ne oldu annem,dedim "olmuyor ben boşanacağım " aman allahım eyvah!!, dedim içimden ," neden annem ne oldu ?" "beynim patlayacak dedi, ağrıdan gece uyuyamadım" başladı eşinden şikayet etmeye,dinledim dinledim inanın, incir çekirdeğini doldurmayan olaylar,annem olur evlilikte böyle durumlar ,geçer dedim.Yok olmayacak düzeleceği yok telaşla sakin olmaya çalıştım,Bak oğlum hemen öyle ayrılacağım demekle olmaz, bu işler, konuşmak gerek, orta yol bulmak gerek, birazda eşini överekten, yapıcı bir şekilde, evlilikler hemen bozulmaz sabır gerekir, biraz bekle oda alışır, yoluna girer dedim.ne dedim sorun,ailesine çok fazla ilgi gösteriyormuş devamlı onlarla olmak istiyor ,işten geliyorum evimde dinlenmek istiyorum ama o devamlı oraya gitmek istiyor,sen git diyorum ona da razı gelmiyor,kavga ediyoruz sürekli huzur kalmadı dedi.Anladım dedim annem ben konuşayım gelinle bakalım o  ne diyecek. 

Bu fazla oturamadı, zaten "ben babama, gideceğim" dedi tamam dedim,öptüm uğurladım,hemen gelini aradım ne diyeceğimi bilemedim kelimeleri çok dikkatli, seçmem gerekiyordu onuda kırmak, istemiyorum.beni yanlış anlamasın istiyorum,ortadan ortadan konuşmam, gerekiyor dedim, kendi kendime.Zaten o hemen başladı şikayetlenmeye,onuda dinledim sakince ağladı falan kıyamadım, tabi ki, oğlum, onunla tanıştığında daha 17 yaşındaydı bunlar lise 2 gidiyorlardı,okul bitti üniversite,askerlik,nişan derken 7 yıl sonra bekleyerek evlendiler,uzun bir zaman beklediler,kolay mı? hemen bitmesi.. Elbette kolay değil ,oğlumdan dinlediklerimde derleyerekten,  "bak annecim,artık seninde bir yuvan var,bu yuvan her zaman bizlerden, önce gelmeli,eşin ve sen, bizler aileler, ikinci planda olmalı,kimse kırılmaz merak etme,eşinle çalışıyorsunuz ,bizlere annenlere, gitmeyi, belirli zamanlarda, ziyaret et,evinizde dinlenin  evinizde olmanız bizleri mutlu eder,dedim.aranızdaki sıkıntılarda azalır dedim.Lütfen birbirinize de sevginizi esirgemeyin, küçük şeylere kırılıpta"dedim "önünüzde daha uzun yıllar var ,bak anne baba olacaksınız çocuğunuz olacak .onu büyüteceksiniz ,böyle küçük meseleler yüzünden birbiriniz üzmeyin,yıpratmayın, Birbiriniz dinleyin,üzmeyin bizi de üzmeyin "diyerek nutuk atmadım ama bir anne olarak gerekenleri konuştum.

İşte bunlar, evlilikte iletişim eksikliği yeterince konuşmama,bir birlerini anlamama, yüzünden ,ah!! bu gençler!! aceleciler !!,hemen kapris.ve naz.Fazla konularına girmek istemedim çünkü böyle olaylarda büyükler elbette yol, gösterecek,ama fazla müdahale işleri daha çıkmaza getirebiliyor.Aralarındaki sorunları, kendi yöntemleri ile, yoksa da bulacaklar, bazı şeyleri zamana bırakacaklar,olayları demlenmeye bırakacaklar ki olaylar yolunu bulacak.Bak bize göçmen kuş yok :)) şuan demlenmedeyiz biz,ilişkimizi hayatımızı sessiz sedasız, oğlumun bile haberi yok bu olaylardan, sadece siz biliyorsunuz,:))kızlar bile bilmiyor sınava hazırlanıyorlar kafaları, bulanmasın istiyorum,çünkü. 

Dedim ya, gençler sabırsız, tecrübesiz, hemen fevri davranıyor, hemen sonuca geliyorlar,olmaz asla izin vermem,yapılması gereken,konuşulması gereken konuşulur orta yol vardır her zaman,Evlilikte ufak tefek hatalar kavgalar olur elbette ama bunları hasarsız atlatmak mesele,Eşler birbirlerine sevgilerini her ne olursa olsun sonuna kadar gösterecekler, kadın olsun erkek olsun.,Sabretmek gerekiyor,keşke her şey hemen yoluna girse, de bazı şeyler,baştan oturarak başlasa hiç emek harcamadan, o kolay lokma, kim istemez ama mutluluk öyle kolay mı? hemen,emek harcamadan "armut piş,ağzıma düş" ah keşke annem, olsa, yok öyle bir hayat,emek harcayacaksın,özveride bulunacaksın,fedakarlık, en başta, o zaman bekle huzuru ,mutluluğu..sabır edeceksin ki güzel günlere kavuşacaksın. 

Evlilikler sevgiyle yürür,saygıyla ilerler,mutlulukla devam eder....  

25 Şubat 2016 Perşembe

Göçmen kuştan haber var..


Göçmen kuş gideli,10 gün oluyor neredeyse, suskunluk, gitti gideli ondada bende de ,ikimizden de ses çıkmıyor,ilk hamle kimden olacak bakalım tabii ki benden değil...

Sabah saatin alarmını duydum, ama yataktan çıkamıyorum,canımda istemiyor aslında,kalkmamda gerek kızlara, kahvaltı hazırlamam okula gidecekler,telefonum yatağımın, yanındaki komidinin üstün de duruyor, ikinci alarm da çaldı,elime aldım susturayım dedim o ne birden, irkildim, bir mesaj geldi ,sabah sabah kim acaba ? diye baktım whatsapp' dan yazılmış aşkım 'dan yeşil yazılar açıp açmamakta tereddüt ettim, kalbim çarpıyordu ,kaç gündür ses yoktu, merakta ediyorum, ama gururum engel oluyor "Günaydın " yazmış beni merak etmiş "nasılsın" diyor ,telefonu aldım yorganın üstüne koydum.cevap yazmadım.ama okuduğumu anlamıştır teknoloji, hem iyi hem kötü.

Bir şey yazmadım, kalktım yataktan,içimden bir şey kopmadı desem yalan olur ,aslında kendime bile itiraf edemiyorum,ama evde onun yokluğunu çok hissediyorum..galiba..göçmen kuşumu özledim..::((

Oda özledi galiba..Belki özlemiştir,kızlara hemen hızlı bir şekilde kahvaltılarını, hazırladım,odalarına gittim onları kaldırmak için baktım onlara ne güzel uyuyorlardı, Onlar doğduklarından beri hep aynı yatakta yatıyorlar, büyüdükçe yatakları da büyüdü şuan çift kişilik kocaman bir yatakta, yatıyorlar ,araları girdim sıcacıklardı sarıldım onlara, boynundan koklayarak öptüm, öptüm ben onları hep "Cennet kokulu kızlarım" diye severim onları, onlar benim cennetim,sevgime öpüşlerime dayanamadılar, nazlanarak da olsa kalktılar.Kahvaltılarını yapıp okula gittiler.

Ayrıca kızların bir an önce okula gitmeleri istedim sanırım,Odaya gittim telefonu tekrar aldım.Mesajı tekrar okumak istedim Ne yapayım acaba ? Cevap vereyim mi ? yoksa vermeyeyim mi diye düşünürken,telefon çaldı irkildim birden baktım o arıyordu,bir süre çaldı,kararsız kaldım ama nereye kadar dedim,açtım "Alo" dedim."Cevap yazmadın " dedi.merak ettim dedi sustum."Kızlar gitti mi okula ? "Evet " dedim "nasılsın dedi" kısa kısa kelimeler çıkıyordu ikimizden de  "İyiyim"dedim sanki cevaplarım yüzyıllar ötesinden geliyor gibi uzaktan,ağır ve soğukta " sen nasılsın" dedim sanki benim sormamı bekliyormuş gibi "İyiyim " dedi konuşmalarımız sadece hal hatır sormadan öteye gitmedi."Sonra tekrar ararım seni,bir kaç arkadaşla konuşacağım " dedi ve kapattı.

Kahvaltı masasına oturdum.aslında sesini duymak,bana iyi gelmişti galiba,içimde bilemediğim bir sevinç oldu,hani bir umut doğar insana da, yaşama sevinci gelir ve mutlu olur öyle bir şey..

İşe gittim aslında, hep onu düşündüm.Gidişi koymuştu bana ,gerek yoktu gitmesine,burada da kalabilirdi, her şeyi yoluna girebilirdi.Ama o gitmeyi tercih etti ,ben buna kırıldım,benle konuşmadan,kendi karar vererek aldı biletini ,canımı acıttı ,sanırım ona soğukluğum,bu yüzden bu sabahki konuşmam...

Aradan iki gün geçti,bugün yine aradı mesaj yazmadan,akşam rahatsızlanmış,kalbi ağrımış,sırtına vurmuş bir an gidiyorum sanmış yani kalp krizi geçiriyorum diye düşünmüş".Seni düşündüm" ,o an dedi.Ben dedi "keşke" dedi.sustu.sustu.sustuk.
Birden ben seni "çok özledim " dedi bir çırpıda çıkıverdi ağzından,ben nefesimi tutmuşum ,yutkundum  bir şey diyemedim.bir yandan gururum.bir yandan canımın yanması ne diyeceğimi bilemedim.Bana akşam olanları anlattı heyecanla korkuyla ,elbette üzüldüm ,ona bir şey olsaydı,onu kaybetseydim çok üzülürdüm...

Sonra uzun ve derin bir sessizlik oldu.Ne oldu dedim.ben "geleceğim sanırım",olmayacak böyle" dedi."Sen orada ben burada olmayacak bu şekilde" dedi."Yanlış yaptım düşünmeden hareket ettim,senide üzdüm,beni affet " .

Ben sadece dinliyordum."Bir şey demeyecek misin ?"Ne diyeyim dedim" aslında ona bağırıp çağırabilirdim,ama yapmadım içime söyledim bunları..sustum..

"Gel o zaman " dedim.Sanki onu dememi bekliyormuş gibi nasıl mutlu oldu,gülümsedim,ama o görmedi,ama hissetmiştir."Ben sana git demedim ki " dedim telefonu kapattıktan sonra."kendin gittin"

Biliyorum ,o benim Göçmen Kuşumdu.Gitti geleceğini biliyordum.O yapamaz bensiz,bende onsuz ikimizde biliyoruz bunu.Gider şöyle bir hava değişikliği yapar gelir.

Son zamanlarda çok sıkıldım maddi olarak,onunda fazla üstüne gittim,elinden bir şey gelmeyince ben sakinleşeyim diye gitti.Sanırım beni özlesin diye düşündü. özledim mi ? ÖZLEDİM GÖÇMEN KUŞUM ÖZLEDİM...


.

ikizlerde güzel bir günden,güne..



Kaç gündür internet yoktu yazamıyorum,telefondan da yazılmıyor,illa Laptop dan yazacağım,neyse parasını ödedim açıldı internet:)) Dün izinliydim kızlarımda okula gitmediler.madem öyle o zaman şöyle güzel bir sabah kahvaltısıyla güne başlayalım dedim.Krepler yaptım, masayı donattım,anlayacağınız özel olsun istedim bugün onlar için,her zaman beraber aynı gün evde olmuyoruz onlar okula ben işe gidiyorum çünkü.Keyfiyle uzun uzun sohbetle kahvaltımızı yaptık.kızlarımla beraber masayı topladık ardında evi şöyle  bir topladık üç elden,eskiler ne demiş "kız olsun çamurdan olsun" demişler ne güzel demişler.Her annenin bir kız evladı olmalı bence diye düşündüm.Bu güzel bir duygu ve özel bir andı doğrusu çünkü bir kız, annenin öbür yarısı derler bende ikiz olunca benim tamamım onlar:)) kaymaklı kadayıf tabi ki bendeki durum, yani çok keyifli ,bir ah, ne keyifli bir bilseniz.


Ortalık toplandı şöyle kızlarıma bir keyif kahvesi yaptım,balkonda çok güzel artık,baharın o tatlı ılık esintisi yüzümüze geliyor ,bu bizi dahada rahatlatıyordu.havadaki bahar kokusu hepimizin çok hoşuna gitti,kahveler keyifle içildi kızlar "bu kadar keyif yeter " dediler haklılar iki hafta sonra büyük sınav var.Salonda yemek masasına her zamanki gibi yayıldılar test çözmeye başladılar bile.Onlar masaya oturunca bende bitirmek üzere olduğum kitabımı "Böğürtlen Kışı"onu bitirdim,gerçi az kalmıştı 2.5 günde bitirdim  bir solukta okudum güzel etkileyici bit kitaptı okumayan varsa tavsiye ederim.Evde bir huzur havası vardı çok sevdiğim anlardır bu anlar,salonumuza güneş girmiş, odamızı ısıtmış,salon penceresi azcık aralı, içeriye giren ılık ılık esen rüzgar of işte bu huzur kokusu dedim, kızlarıma bakarak...



Sonra kalktım dışarı çıkıp ödemeleri yapmam gerekiyordu, hava çok güzel olunca, ayağıma en rahat ayakkabılarımı giydim,bu havada yürümeliydim, mutlaka, güzel havayı ciğerlerime çekmeliyim dedim, ve attım kendimi dışarı,herkes dışarıda sanki nasıl kalabalık ortalık, parklar dolu banklarda insanlar parklarda çiçekler, çok güzel dizayn edilmiş belediye çalışmış yani güzel peyzaj olmuş ,boş bulunan bir banka oturdum fıskiyeler'in şırıltısını dinleyerek biraz vakit geçirdim, etrafa bakınarak,aslında işim olmayacak o güzel parkta öylesine oturacaksın saatlerce, ama kalkmak zorundaydım,işimi bitirip akşama kızları sinemaya götürmeyi planlıyordum, demedim onlara ama, sürpriz olsun istedim.



İşimi bitirip, doğru eve gittim, baktım kızlar hala çalışıyorlar,Beni görünce pek sevindiler, dedim ki hayırdır "Annem, dediler çok acıktık biz " hım anlaşıldı beni görünce sevinme, sebepleri dedim, güldüm, kendi kendime,hemen dolaba yöneldim, hızlı bir şekilde yemek hazırladım, bende açıkmışım.


Yemeğimiz yedik karnımız bir güzel doydu "Şöyle güzel bir çay olsa da içsek dedi." Bahar kızım, hadi bakalım ona da tamam dedim bugün, anneliğimin hakkını tam vermeliydim :)) bir göz kırptım Bahar'a ,bizimki pek mutlu oldu.Çay demlendi içildi oh mis.

Kızlara hadi bakalım hazırlanalım, nereye dediler "sinemaya "sıkıldık uzun zamandır "Osman Pazarlama"  bizi bekler ,aman ne sevindiler koşarak odalarına gittiler hazırlanmaya,bende odama.

Hazırlık,araba,sinema geldik bile, oturduk sinemanın oturaklarına baktım, kızlar pek mutlu ,keyifli isabetli bir karar vermişim dedim içimden.ışıklar kapandı başladı film aman ne eğlendik güldük deşarj olduk, kızlarla uzun zamandır program yapmamıştık, iyi geldi bize, güzel bir gün oldu.Sabahtan akşama kadar keyifli oldu.

Allah nasip edipte üniversite'ye giderlerse onlara güzel anılar,biriktirmek istiyorum,çünkü gittiler mi okumaya diyorlar ki unut artık onları, uzun zaman okul sürecek, hele birde okudukları şehirde çalışırlarsa ,of neyse şimdi bunları düşünüp üzülmek istemiyorum.

Bir süredir aklımı hep bir düşünce aldı.kızlarım kazanınca,başka bir şehirde,,ben onları nasıl yalnız bırakacağım, bu düşünce beni sardı,orada başka, bir başka şehirde,nasıl alışacaklar,kimler çıkacak karşılarına,haberleri dinledikçe yüreğim ağzıma geliyor ,üzüntü doluyor içim tedirgin oluyorum düşündükçe.

Hatırlıyorum biz küçükken sokaklarda rahatça oynardık,hatta gece bile,mahallede erkek çocuklarla beraber,ne ailelerimiz korkardı nede biz, aklımıza kötülük falan gelmezdi,hiç bir zamanda kötülük görmedik.Ne oldu toplum böyle, oldu bilemiyorum ,ahlak bozuldu,bu sapıkça durumlar ne olacak bu ülkenin hali bilmiyorum, bunları düşündükçe aklımı oynatacağım,gittikleri yerde ya başlarına bir şey gelirse, diye düşünmekten, televizyonda çıkan cinayet,tecavüz olayları izledikçe kötü oluyorum.bakalım ne olacak.

Kızlarla ilgili bir olay anımsadım,bunlar 3.4 yaşlarında falanlar babasıyla, parka götürmüştük,şehirde bulunan büyük bir parktı bu mahalle parkı değil,park baya kalabalık çocuğunu alan gelmiş, yani biz gibi, bunlar salıncağa, kay kaya biniyorlar babasına dedim bir ara gel, dedim gözden kaybolalım, bakalım bizi göremeyince, ne yapacaklar, oda tamam dedi.Biz biraz uzaklaştık ,bakınca onlar bizi göremezler,ama biz onları görüyoruz.Bunlar oynuyorlardı bir süre sonra anladılar, galiba bizim olmadığımızı, etrafa bakınmaya başladılar,bakıyorlar biz yokuz yan yana geldiler bunlar el ele tutuştular, nasıl tedirgin bakıyorlar, yüzlerini bir görseydiniz ağladı ağlayacaklar, ellerini hiç ayırmadan orada ortada öylece kaldılar bizde hemen çıktık, baktık çok korkacaklar, sadece acaba ne yapacaklar, diye  ama, hemen el ele tutuştular, destek oldular birbirlerine ,bizi görünce nasıl sarıldılar, sıkıca hemde.15 yıl oldu bu olay ama hiç unutmadığım hafızamın, köşesinde hep taze kalan bir andır o an,şimdi düşünüyorum da, onları nasıl başka bir şehirde bırakacağım,yapayalnız kalacaklar ,Allah'a duam onların ellerini birbirinden, ayırmasın tıpkı o parktaki gibi,elbette onların ayaklarının üstünde duracak, ama ben artık onlar için güvenli bulmuyorum,korkuyorum sadece anne olarak,bu kadar kötülük varken etrafta, elbette korkuyorum benim gibi bu durumda olan tüm annelerin korktuğuna eminim.Artık sürekli gidip gelip ilgilenip kontrol edeceğiz artık birde  "Allahım  ikiside aynı şehirde kazansınlar inşallah,"en büyük duam bu...

Güzel bir günden nereye geldim.Ama yapacak bir şey yok annelik böyle bir şey daldan dala atlamaktır ...